Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 168. Sayı (Temmuz 2022)
20 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Temmuz / 2022 HABERLER Geleceğin En Büyük İki Sorunu: İklim Krizi ve Kuraklık B irleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde, bu yıl kuraklık sorununa karşı hep birlikte eyleme geçilerek önlem alınması gerektiği vurgulanıyor. Gelecek dönemde en önemli iki soru- nun iklim krizi ve buna bağlı olarak yaşanacak kuraklıkların olacağını vur- gulayan TEMA Vakfı ise, kuraklığın doğal afet statüsüne alınması gerekti- ğinin altını çiziyor. Birleşmiş Milletler, bu yıl Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde kuraklık sorununa odak- lanarak, bu soruna karşı hep birlikte eyleme geçilerek önlem alınması gerektiğini vurguluyor. İklim krizi ve buna bağlı olarak gelecekte yaşana- cak kuraklıkların gelecek dönemin en önemli iki sorunu olduğunu ifade eden TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, kuraklıktan en çok etkilenen sektörün tarım olacağı- nın altını çiziyor. Kuraklığın dünyanın her yerinde iklim tipine bağlı olmaksızın görü- len bir doğa olayı olduğunu hatırla- tan Deniz Ataç; “1970-2019 yılları arasında oluşan doğal felaketlerin %50’sini kuraklık oluşturmaktadır. Kuraklık nedeniyle aynı dönemde 650 milyon insan yaşamını yitirmiştir ve bunun %90’ı iklimin kurak ve yarı kurak olduğu gelişmekte olan ülke- lerdir. İklim krizi nedeniyle kuraklığın sayısı ve şiddeti artmaktadır. Kurak- lıktaki artış oranı son 20 yılda %29 olmuştur. IPCC Raporlarına göre küresel ısınma 1.5°C’de dahi her 10 yılda bir kuraklık oluşma sıklığı %50, 2°C’ye ulaşması halinde ise %70 ora- nında artacaktır. Su sıkıntısı çeken insan sayısının 2040 yılında 5.7 mil- yara ulaşabileceği ve her dört çocuk- tan birinin çok kuvvetli derecede su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Üretilen gıda- nın %80’i yalnızca yağmur suyuna dayalı üretimin yapıldığı kuru tarım arazilerinden gelmektedir. Bu nedenle kuraklık tarımsal üretimi etkilemekte, kuraklığa bağlı olarak önemli ölçüde verim kayıpları oluşabilmektedir. Geçen yıl 65 ilimizde kuraklık nede- niyle verim kayıpları olduğu, bazı yer- lerde ürün kayıplarının %70’e ulaştığı bildirilmiştir” dedi. TEMA Vakfı tarafından Türk- çeleştirilen IPPC İklim Değişikliği ve Arazi Raporu Yönetici Özeti’ne de atıfta bulunan Ataç; “Raporda ifade edildiği gibi iklim değişikliğinin sonucu yüksek hava sıcaklıklarının görülme sıklığı artmış, bu durum gıda güvenliği ve karasal ekosistemleri olumsuz yönde etkilemiş, birçok böl- gede çölleşmeye ve arazi bozulumuna neden olmuştur. Türkiye’nin de içinde yer aldığı Akdeniz Çanağı, iklim krizinin en olumsuz etkilerinin görüleceği böl- geler arasında gösterilmektedir. Akdeniz Çanağı’nda yüksek hava sıcaklıklarının sıklığının, şiddetinin ve süresinin artmaya devam edeceği, yağışların azalacağı, orman yangın- larında %50 artış olacağı, tarımsal ürün ve hayvancılık verimliliğinin ve bitki biyolojik çeşitliliğinin azalacağı öngörülmektedir. Kısacası gelecekte en önemli sorunlarımız, yanan orman alanlarında artış, su kıtlığı ve tarımsal üretimde azalış, buna bağlı olarak kır- sal alanların sosyo-ekonomik olarak etkilenmeleri olacaktır” dedi. Kuraklık oluştuktan sonra alına- cak önlemlerin geç olacağını vurgula- yan Ataç; “Böyle bir yaklaşım kuraklık yönetimi değil, ancak kriz yönetimi olur. Kuraklığın, daima karşılaşılma olasılığı yüksek, üstelik yaşanan iklim krizi ile daha da şiddetlenmesi bekle- nen doğal bir felaket olacağını kabul ederek, hazırlıklı olacak ve etkilerini azaltacak tedbirleri içeren planlar hazırlamak gerekir. Bu kapsamda 25 su havzamızın 13’ünde kuraklık yöne- tim planlarının hazırlanması önemli bir adımdır. Kalan havzalar için de bu çalışmalar tamamlanmalı, kuraklık riski yüksek ve etkilenebilir nüfusun yüksek olduğu bölgeler önceliklendi- rilerek hazırlanan planlar ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Kuraklık artışında ana nedenin insan olduğu dikkate alınarak tahrip olan arazi- lerde restorasyon çalışmaları yapıl- malı, arazi tahribatı engellenmelidir. Vakıf olarak bizim de katılım sağla- dığımız Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 15. Taraflar Toplantısı’nda, Arazi restorasyon- larıyla ilgili ‘2022-2024 için Hükü- metlerarası Kuraklık Çalışma Grubu Oluşturma’ taahhüdü verilmesi bu konuda önemli bir adım olmuştur” diyerek 2030 yılına kadar 1 milyar hektar bozulmuş arazi restorasyonunu hızlandırma taahhüdünü mutlulukla karşıladıklarını ifade etti.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=