Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 163. Sayı (Şubat 2022)
RAPOR 47 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Şubat / 2022 Türkiye’de toplanan atıkların yüzde 67,2’si düzenli depolanırken, yüzde 20,2’si vahşi depolama alanlarında bertaraf edilmekte ve sadece yüzde 12,3’ü geri kazanım tesislerine gön- derilmektedir. Düzensizce atılan plastikler çöp kutularından uçarak etrafa yayı- lıp, depolama alanlarından çevreye saçılmaktadır. Tek kullanımlık plas- tik ambalaj ve ürünler başta olmak üzere, sigara izmaritleri, hayalet ağlar ve gözle görülmeyen, 5 milimetreden küçük plastik atıklar (mikroplastik- ler) yaygın bir şekilde çevremizde görülmektedir. Özellikle Çin’in 2018 yılında ülkesine plastik girmesini önle- meye dair getirdiği yasaklardan sonra Türkiye’de önemli derecede büyüyen plastik ithalatı da plastik kirliliğinin artışında önemli bir faktör olarak göze çarpmaktadır. TÜRKIYE’DE ATIK YÖNETIM MEVZUATI Türkiye’de atık yönetimine dair politikalar ve yasal düzenlemeler Avrupa Birliği (AB) uyum süreci göz önüne alınarak oluşturulmuştur. Bu bilgi ulusal atık eylem planlarında da yer almaktadır. Atık yönetiminin çer- çevesi çeşitli yasa ve yönetmeliklerle çizilmiş ve uygulama esasları belirlen- miştir. İlgili uluslararası sözleşmelere de taraf olan Türkiye denizlerdeki kirliliğin azaltılmasına ve kontro- lüne katkı sağlamayı taahhüt etmiş- tir. Ambalaj atıklarının yönetiminde “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” (GÜS) esasları kabul edilmiş olmakla birlikte ülke genelinde depozito sis- temleri yaygın değil. Depozito sistem- lerinin kurulması ve işletilmesi 2022 yılı itibariyle zorunlu olacaktır. Ulusal mevzuatımız genellikle AB mevzuatı ile uyumludur ancak ülke dinamikleri dolayısıyla eksik mevzuat, değişken uygulamalar ve hedefler de görülmektedir. Tek kullanımlık plas- tiklerle ilgili mevzuatın bulunmaması, depolamaya ulaşan geri dönüştürü- lebilir atık hedefinin olumsuzlukları azaltmak için AB ülkeleri hedefinin üzerinde olması (2035 yılında Tür- kiye’de yüzde 40, AB’de yüzde 10), toplanan gıda ambalajlarının aynı amaçla kullanılmasına yönelik mev- zuatın olmaması, mevzuatta plastik ağlar ile ilgili bir ibarenin yer alma- ması temel farklar olarak göze çarp- maktadır. Atık yönetimindeki eksiklikler neticesinde düzenli depolama tesisle- rine ulaşan atıkların mevzuat gereği ön işleme tabi tutulması ve geri kaza- nılabilir malzemelerin ayrılması şart koşulmaktadır. Atıkların işlenmesi için gerekli tesislerin sayılarının ve kapa- sitelerinin artırılarak geri dönüşüm oranının 2023’e kadar yüzde 65’e yükseltilmesini hedefleyen bir Ulu- sal Atık Eylem Planı yayımlanmış- tır. Türkiye’de faaliyet gösteren geri dönüştürülebilir atık toplayıcıları bu atıkları ayırarak kayıt dışı tesislere götürebilmekte, bu durum da ekono- mik kayıpların yanı sıra atık kontro- lünde zorluklara yol açmaktadır. STK’LAR VE BELEDIYELER Türkiye’de çeşitli STK’lar, birlikler ve odalar, atık konusunda farkındalık yaratılması, kirlilik sorununun çözü- müyle ilgili inisiyatif alınması ve atık yönetim sisteminin iyileştirilmesi için çalışmakta; deniz ve plajlarda plastik atık temizliği, eğitim faaliyetleri, çeşitli kampanyalar ve yasa yapıcılara poli- tika önerileri sunma gibi faaliyetler yürütmektedir. Son yıllarda düzenli sürdürülebilirlik raporları yayımla- maya başlayan bazı özel şirketler de ürünlerinde/hizmetlerinde sürdürü- lebilirliğe katkı sağlayacak malzeme değişikliklerine ve uygulamalara gide- rek, plastik kirliliğinin azaltılmasına katkı verme çabası içindedir. Sıfır Atık Yönetmeliği henüz ülke geneline yayılmış ve tüm nüfusa ulaş- mış bir şekilde uygulanamamaktadır. Fakat, bazı belediyelerce atıkların ayrı toplanması uygulamaları çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Farkındalık çalışmaları yapan bazı belediyeler de özellikle çocuklara “sıfır atık” prensibini öğretmektedir. Atıkların çeşitli şekillerde değerlen- dirilmesi ile insanların da sürece
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=