Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 160. Sayı (Kasım 2021)

suvecevre.com 48 Su ve Çevre Teknolojileri / Kasım 2021 kuraklık bu sene yaşanacak kuraklık için alınacak tedbirlerin işler hale gelmesi noktasında önemli bir devrim yaratmıştır. Bu sayede süreç en az yarayla atlatılabilir hale gelmiştir. Fakat üretici birliklerinin kurulması kısa vadede müm- kün olabilecek bir durum değildir. Var olanların da tecrübe kazanması ve işler hale gelip pamuk konusunda olduğu gibi hareket edebilmeleri zamanı ve tecrübe gerektirecektir. Bütün bunların yanı sıra tarım-gıda konusundaki teknolojik süreçler bu sorunun çözülmesinde en kısa vadeli çözümler olarak karşımıza çıkıyorlar. Danışmanlık hizmetleri ve süreç- lerini otomatize etmeye ve verilerden yola çıkarak en doğru bilgiyle sulama programları hazırlamaya çalışmakta olan yapay zeka uygulamaları oldukça önemli bir şekilde öne çık- maya başladılar. Tarım sektöründe faaliyet gösteren pek çok kurum bu çözümleri müşteri portföylerine sunmaya başladığı günlerden geçiyoruz. Bu yolla danışmanlık maliyetleri daha makul seviyelere gelmektedir. Ayrıca otomatize edilmiş sistemlerin ürettiği veriler çok daha güvenilir gelmektedir. Bu yüzden bu tip sistemler üre- ticimizi daha ucuz maliyetli bilgi sağlayacaktır. Örneğin bu uygulamalardan birisi olan İmeceMobil’in web sitesinde yer alan “Kuraklık Nasıl Önlenir ” başlıklı blog yazısında: “Elimizde sınırlı bir kaynak var. Bu kaynağı günümüz uydu, yapay-zeka, derin öğrenme vb. teknolojileri kullanarak damla damla hesaplayıp, çiftçilerin anlayabileceği ve uygulayabileceği diji- tal tarım uygulamalarından verilmesi gerekir. Mevcutta bu tip servisler var ancak çok karmaşık ve çiftçilerin anlayabileceği RAPOR olarak görmezden gelinse de pek çok hadisenin temelinde bizatihi bu durum vardır. Yaptığımız pek çok görüşmede üreticilerin ekinleri ekme sürecinde dahi plansız hareket ettiği görülmektedir. Bunun temelinde çiftçinin güttüğü ekonomik kaygılar büyük yer tutmaktadır. Her sene daha karlı gözüken ekini ekim-dikim yapan çiftçilerimizin bu kaygısını yaratan en büyük unsurlar- dan biri de yine sulamadır. Kanaletler, yahut kanallarda yapı- lan kavgalar, yapılamayan yatırımlar gibi sebeplerle düzenli artezyen vurmak, çok su harcamak gibi sebepler üreticinin geçim kaygısını arttırmaktadır. Dolayısıyla makul bir prog- ramla yapılacak sulama faaliyeti ve yaratacağı tasarruf bu noktada da çiftçiyi rahatlatacak bir sonuç yaratacaktır. Damla sulama sistemlerinin ilk yatırım maliyetleri de yer yer çiftçiye yüksek gelmektedir. Ama yapılan araştırmalar göstermektedir ki damla sulama hem sebep olduğu tasarruf hem de arttırdığı verim nedeniyle üreticiyi süreç içerisinde kara geçirme potansiyeli oldukça yüksek bir sulama yön- temidir. Bununla birlikte yapılan plansız ekimler, yer yer bu ilk yatırım maliyeti yüksek sistemin sökülmesine de yol açmaktadır. Tarım planlama ve yüksek dikkat isteyen bir yatırımdır. Çünkü ürünlerin üretim süreleri yüksektir ve bazı hatalar zamanlama olarak çok ağır maliyetlere sahip olabilir. Dolayısıyla ülkemiz çiftçisini planlı üretime de teşvik etmemiz gerekmektedir. Çiftçimizin danışmanlık hizmetine mesafesi de oldukça dikkat çekici bir diğer konuyu oluşturuyor. Danışmanların konuyu bilmedikleri, onları kandırdıkları yahut onların çok pahalı oldukları birebir görüşmelerimizde sıkça dile getirilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunlar bu ikili ilişkinin maliyetinin düşmesini ve bir güven ilişkisini ortaya çıkaran bir değer olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bunların çözümü konusunda oldukça önemli bir öneri olarak üretici birliklerinin kurulması düşünülebilir. Bu birlikler hizmet alım süreçlerini denetleyerek ve üretim planlaması gerçekleşti- rerek hem danışmanlık maliyetlerini düşürecektir hem de danışmandan alınacak hizmetin kalite kontrolünü gerçek- leştirecektir. Yukarıda örnek dosya olarak verdiğimiz “Pamuk Konusu” buna oldukça işler bir örnektir. 2007-2008 yılında yaşanılan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=