söyleşi 1 canlılarla doğrudan ilişkili bir konu. Dolayısıyla faaliyetlerinizde karar verme süreçlerinden projelendirme, uygulama ve yönetim aşamalarına kadar her adımda sosyal yönünü dikkate almanız gerekir. Geliştirilen politikaların kamu yararına olması gerekir. SOSTEK Eğitim Seminerleri ile bunların anlatılmasına çalıştık ve sonuç alacağımıza inanıyoruz. Su ve Çevre Teknolojileri: "Çevre Sorunları" tanımlamasında sizce "sorun"ların ortaya çıkmasında en önemli etkenler nelerdir? Ertuğrul Ünlütürk: Çevreci hareketlerinin geçmişine baktığımızda 1960'11 yılların sonu ve 70'li yılların başlarında insanların yakın çevrelerindeki göl, akarsu gibi doğal ortamların kirlenmesine verdikleri tepkilerden kaynaklandığını ve endüstriyel kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu yüzden çevre sorunlarının başlangıcını endüstrileşme ve endüstri devriminin başlangıcı olarak kömür ve buhar gücünün kullanılmaya başladığı 1750 yılına bağlayanlar vardır. Daha önceki yıllara baktığımızda ise bütün uygarlıklarda ve insanın doğada var olduğundan beri her zaman doğa ile bir mücadele içinde olduğunu görebiliriz. Günümüzde ise çevre sorunları küresel ~ SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 16 bir boyut kazanmıştır. Bugün dünyamızın karşı karşıya olduğu en büyük çevresel riskler; aşırı tüketim/sürdürülebilirlik, fosil yakıtlar ve küresel ısınmaya dayalı iklim değişikliği, nükleer enerji, yoksulluk, savaş, nüfus artışı ve su kıtlığı olarak sırlanmaktadır. Üretim aşamasında ortaya çıkan atıkların tekniğine uygun olarak bertarafını sağlamak, ekosisteme etkilerini en aza indirmek ve sağlıklı bir kent yaşamını sağlamak için çevre mühendisliği mesleği ortaya çıkmıştır. Ancak çevre sorunlarının sadece teknoloji ile çözülemeyeceği ele küresel ısınma gibi bazı sorunlarda açıkça görülmüştür. Dünyaya hakim olan kapitalist sistem daha fazla üretim ve daha fazla kar elde etmeyi hedeflemektedir. Bunun sürekliliğini sağlamanın tek yolu da daha fazla tüketimdir. Dolayısıyla birbirini tetikleyen bu üretim-tüketim-kar maksimizasyonu zincirleme reaksiyonu sınırlı kaynakları hızla tüketmekte ve her aşamasında atıklar ortaya çıkarmaktadır. Bu durdurulmadığı ve insanlar ihtiyaçları kadar tüketmeyi öğrenmediği, lüks tüketim mallarından vaz geçmediği sürece çevre sorunları hep olacaktır. Belki ele en önemlisi insan doğayı yönetmeye çalışmaktan vazgeçip onun bir parçası olduğu gerçeğini kabul etmelidir. Su ve Çevre Teknolojileri: Bugün Türkiye'ye baktığınızda öncelikli çevre sorunları olarak neleri değerlendirirsiniz? Ertuğrul Ünlütürk: 1983 yılında Türkiye'de 2872 Sayılı Çevre Kanunu çıkmıştır. Çevre bilincinin gelişme süreçlerine ve dönemin şartlarına göre bu bir şans olabilecekken maalesef gereği gibi değerlendirilememiştir. Geliştirilememiş, üzerine politika üretilememiş, bir çevre politikası ve yönetim sistemi geliştirilemiştir. Halen çevre yönetim sistemimiz "kirleten öder" ilkesi üzerine kuruludur ve yetersizdir. Çevre kirliliğini oluşmadan önlemeyi esas alan ilkeler ve bunun üzerine kurulu politikalara ihtiyaç vardır. Zaman içinde görülmüştür ki "kirleten öder" ilkesi, "parası olan kirletir" noktasına gelmiştir. "Sürdürülebilir kalkınma" ilkesi geçerliliğini kaybetmiştir. Oysa Çevre Kamınu'nda son yapılan değişikliklerde bu ilkelerin hala korunduğunu görüyoruz. Anayasayla tanınan "sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı" Çevre Kanunu'nda yapılan değişikliklerle altyapı hizmetlerinin maaliyetlerinin vatandaştan tahsil edil-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=