Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 153. Sayı (Nisan 2021)

HABERLER suvecevre.com 18 Su ve Çevre Teknolojileri / Nisan 2021 Hayat Çizgimiz: Orman ve Su T EMA Vakfı, Dünya Orman Haftası ve Su Günü kapsam- larında, koronavirüs salgını- nın insan sağlığı ile gezegenimizin sağlığı arasındaki ilişkiyi daha açık hale getirdiğinin altını çizdi. Konu ile ilgili konuşan TEMA Vakfı Yöne- tim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, doğal ormanların korunmasının ve tahrip edilen orman alanlarının yeniden ormanlaştırılmasının gele- cekte karşılaşılacak salgın risklerini azaltacağını belirtirken; su stresi çeken ülkemizde salgın döneminde alınan tedbirler kapsamında suyun değerinin bir kez daha anlaşıldığını umduklarını belirtti. Ataç, orman ve su ilişkisini ise; “Dünya karasal alanının %30'unu oluşturan ormanlar akarsu akışlarının %60'ını sağlıyor. Bu da içme sularımızın büyük bölümü ormanlardan geliyor demek. Ormanların tahrip edil- mesi bölgeyi daha kurak hale getirirken, suyla taşınan organik madde ve toprak nedeniyle suyun kalitesi bozuluyor” söz- leriyle açıkladı. Ormanlara yakın olan insanların, ormanlardan uzak olanlara kıyasla daha uzun ömürlü olduklarına ilişkin araştır- malar olduğuna değinen Deniz Ataç; “Ormanda vakit geçirmenin, tansiyon ve kalp atışlarını düzenlediğine, kas ger- ginliğini, insan tenindeki elektrik yükünü ve stresi azalttığına, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine, kansere karşı müca- dele eden hücre sayılarını artırdığına dair bulgular var” diyerek ormanların hem fizyolojik hem de psikolojik olarak insan sağlığını etkilediğinin araştırma- larla ortaya konduğunu belirtti. Salgın hastalıkların yaklaşık %50’sinin başta orman tahribatı olmak üzere arazi örtüsü değişiminden kaynaklandığının ifade edildiğini belirten Ataç, “Geçmiş yıllara göre dünyada orman tahribatı azalmakla birlikte ne yazık ki hala alarm seviyesinde yüksek. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre son 5 yılda dakikada yaklaşık 20 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip ediliyor” dedi. TEMA Vakfı, insanların maruz kaldık- ları salgın hastalıkların %75’inin hayvan- lardan insanlara geçen hastalıklar oldu- ğunu ve 1940 yılından itibaren bu salgın hastalıklarda artış olduğunu belirtti. Son 20 yılda insanlığın SARS, H1N1 (Domuz gribi), Kuş gribi, MERS, Ebola, Zika ateşi gibi çok sayıda salgına neden olan yeni virüsle karşılaştığını belirten Deniz Ataç, örnek olarak orman tahribatı olan alan- lardaki insanların sivrisinek ısırığına maruz kalma oranının tahrip edilmemiş alanlarda yaşayan insanlardan 278 kat fazla olduğunun belirlendiğini vurguladı. Ülkelerin yeterli suya sahip olup olmadığının değerlendirilmesinde kul- lanılan Falkenmark göstergesine deği- nen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Baş- kanı Ataç “Bu göstergeye göre yıllık kişi başına yararlanılabilir su miktarı 1.700 m3’ten fazla olanlar su stresi olmayan, 1.000-1.700 m³ arasında olanlar su stresi çeken, 500-1.000 m³ arasında olanlar su kıtlığı olan, 500 m³‘ten az olan ülkeler ise kesin su kıtlığı çeken ülke- ler sınıfında yer almaktadır. Türkiye, 2020 yılı kişi başına düşen su miktarı yaklaşık 1.350 m³ oranı ile su stresi çeken ülke konumundadır. Ancak su havzaları arasında, mevcut nüfus ve yararlanılabilir su miktarı bakımların- dan büyük farklılıklar vardır. Örneğin nüfusun en yoğun olduğu Marmara Havzası, kişi başına düşen su miktarı- nın 1.000 m³’ün altında olması sebe- biyle su kıtlığı görülen bir havzadır. Suyun miktarı kadar kimyasal ve eko- lojik durumu da önemli bir konudur. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tara- fından hazırlanmış olan 8 Nehir Havza Yönetim Planı’na göre bu havzalarda izleme yapılan bine yakın yer altı ve yer üstü sularının %83’ünde su varlıklarının kimyasal, ekolojik ve miktar açısından iyi durumda olmadığı görülmektedir” diye- rek etkin ve katılımcı bir havza yönetimi gerekliliğine dikkat çekti. TEMA Vakfı’nın hazırladığı Su Kanunu Tasarısı’na da değinen Ataç, “Vakfımızın Su Kanunu Tasarısı çalış- ması; su varlığının korunmasında hukuksal, yönetimsel ve etik yeni ilke ve kurallar getirmektedir. Hazırlanan su kanunu tasarısı ile yaşamın sürdürülebil- mesinin temelini oluşturan su varlığının havza yaklaşımı çerçevesinde, toplumun yeterli miktarda ve uygun kalitede suya erişim hakkı ile ekosistemin su hakkını sağlayacak, ekonomik ihtiyaçlarla ulu- sal güvenlik gereksinimlerini karşılaya- bilecek şekilde yönetilmesi amaçlan- maktadır. Bunun gerçekleşmesi için Kanun tasarısında belirlenen ilkelerle çizilen çerçeve kapsamında su varlığının daha verimli kullanımı sağlanacaktır” sözleriyle Türkiye’nin bir an önce Su Kanunu’na ulaşmasını umut ettiklerini belirtti. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=