Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 142. Sayı (Mayıs 2020)
suvecevre.com 58 Su ve Çevre Teknolojileri / Mayıs 2020 RAPOR KOVID-19 virüsünü etkisiz hale getir- mekte yeterlidir. Etkili bir dezenfeksi- yon için 30 dakikalık bir temas süresinin ardından minimum 0,5 mg/L bakiye klor konsantrasyonu yeterlidir. İletim ve dağıtım hatlarında da bakiye klor bulunduğundan emin olunmalıdır(5). 1.3 Atıksu Arıtma Tesisleri (AAT) KOVID-19 virüsünün kanalizasyon ve arıtılmış ya da ham atıksu yoluyla bulaştığına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Dahası, 2003 yılında büyük bir salgına yol açan ve başka bir koronavirüs türünün yol açtığı şiddetli akut solunum yolu sendromu (SARS) hastalığının da atıksu yoluyla bulaş- tığına dair herhangi bir kanıt bulun- mamaktadır.Halk sağlığının korunması amacıyla atıksu arıtma tesislerinin doğru şekilde işletilmesi hayati önem taşımakladır. Atıksu Arıtma Tesislerin- deki (AAT) çeşitli arıtma adımları virüs- lerden kaynaklanan potansiyel risklerin belli bir ölçüde azaltılmasına sebebiyet vermektedir. Ancak boyutlarının görece küçük olması nedeniyle çöktürme ya da filtrasyon gibi yöntemlerle virüslerin giderilmesi diğer mikroorganizmalara göre daha sınırlı olmaktadır. Ultrafiltras- yon membranlar ve UV dezenfeksiyo- nun virüslerin giderilmesinde kullanılan en etkin yöntemler olduğu bilinmek- tedir. İkincil arıtma 0,5-2,5 log giderim verimi sağlarken klorla dezenfeksiyo- nun 0-4 log giderim verimi sağladığı bilinmektedir (6). Eğer mevcut atıksu arıtma tesislerinin virüslerin giderilmesi için optimize edilmemiş olduğu düşü- nülüyorsa ilave bir dezenfeksiyon üni- tesinin sisteme dahil edilmesi yerinde olacaktır. Her ne kadar KOVID-19 virüsünün atıksu yoluyla bulaştığına dair hiç bir kanıt bulunmasa da Hollanda’da yeni yapılan bir çalışmaya göre 7 şehrin kanalizasyon sistemlerinden ve hava- alanlarından alınan numunelerin test edilmesi sonucunda ülkedeki iki kanali- zasyon sisteminde KOVID-19 virüsü tes- pit edilmiştir(2). Bu sebeple atıksu ile temas etme olasılığı bulunan çalışanla- rın kişisel koruyucu ekipmanlar kullan- ması, ellerinin hijyenine dikkat etmeleri ve yüzlerine dokunmamaları hayati önem arz etmektedir(1). Atıksu arıtma tesislerinde çalışan işçilerin, pek çok hastalık yapıcı atıksuda birçok hastalık yapıcı mikroorganizma bulunduğu için bu tesislere atıksu kaynaklı aerosellere maruz kalma ihtimali bulunmaktadır. Salgın hastalıklar sırasında enfeksiyon riskinin artacağı göz önünde bulun- durularak ham atıksu ile temas etme riski bulunanlar için fazladan koruyucu önlemlerin alınmasında fayda vardır. Bu durum sadece KOVID-19 için değil tüm salgın hastalıklar için geçerlidir. 1.4 Kullanılmış Suların Yeniden Kullanılması Günümüzde, tarımsal sulama, yeşil alan sulama, endüstriyel yeniden kulla- nım, rekreasyonel ve çevresel amaçlarla kullanım, içme suyu amaçlı olmayan kentsel kullanım, yeraltı suyu besleme, doğrudan ve dolaylı olarak içme suyu amacıyla kullanım olmak üzere, kulla- nılmış suların pek çok yeniden kulla- nım alanı bulunmaktadır. Türkiye’de bu konuda çeşitli uygulamalar bulunmakta olup 2017-2019 yılları arasında Bakan- lığımızın ana hizmet birimlerinden Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında kullanılmış suların yeniden kullanım alternatifleri değerlendirilmiştir. Dünyadaki atıksuların %80’inin arı- tılmadan su kaynaklarına ulaştığı düşü- nülürse (7), içme suyu amacıyla dolaylı kullanım da dahil olmak üzere plansız yeniden kullanımların bilinenden çok daha yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafın- dan 1989 yılında yayınlanan rehber doküman, kullanılmış suların yeniden kullanılması konusundaki pek çok mevzuatın oluşturulmasında referans olarak kullanılmaktadır (8). Konuyla ilgili olarak DSÖ tarafından üretilen dokümanlar, suyun farklı yeniden kul- lanım amaçlarına odaklanmış olsa da, ortak noktaları halk sağlığını ilgilen- diren konularda güvenli bir yaklaşım getirmeyi hedeflemeleridir. Risk değer- lendirmesi, epidemiyolojik çalışmalar, sudan kaynaklanan salgın hastalıklarla ilgili veriler gibi pek çok çalışma neti- cesinde genel bir çerçeve çizilebilmiş böylece etkili, uygulanabilir ve güve- nilir standartlar ve rehber dokümanlar geliştirilebilmiştir. DSÖ tarafından üre- tilen rehber dokümanlardaki temel yak- laşım mikrobiyolojik kontaminasyonu ve buna bağlı olarak gerçekleşebilecek sağlık problemlerinin önüne geçmektir. Bu anlamda atıksuların doğru şekilde arıtıldığından, dezenfekte edildiğin- den ve bu sular ile temas riski bulunan kişilerin hijyen ile ilgili önlemleri aldık- larından emin olunması durumunda ayrıca koronavirüs ile ilgili önlemlerin alınmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Özellikle insanların kullanılmış su ile doğrudan temas edeceği ya da işlen- memiş gıdalar dolayısıyla kullanılmış suyu tüketebileceği durumlarda, bu temasın sağlık problemlerine yol açma- yacağından emin olmak gerekir. Arıtma tesislerinin doğru ve projelendirildiği şekilde işletilmesi, mevcut dezenfek- siyon ünitelerinin çalıştırılması ve çıkış suyunun dezenfekte edildiğinden emin olunması da alınması gereken önlem- lerin başında yer almaktadır. Ayrıca kullanılmış su ile temas etme olasılığı bulunan çalışanların eldiven, maske, gözlük gibi kişisel koruyucu ekip- manları kullanması, özellikle ellerinin temizliğine dikkat etmeleri ve yüzle- rine dokunmamaları hayati önem arz etmektedir. Kullanılmış suların yeniden kullanımı konusundaki başlıca uygula- malar tarımsal sulama ve peyzaj sulama
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=