Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 142. Sayı (Mayıs 2020)

suvecevre.com 52 Su ve Çevre Teknolojileri / Mayıs 2020 GÖRÜŞ siyele sahiptir. Burada, gıda ürünlerinin direkt olarak yenmesine ve yağmur- lama sulamasında havadan gelebilecek aeresollara dikkat edilmelidir. Sulamada tekrar kullanılacak arıtılmış atıksulardaki en büyük risk, mikroorganizmalar tara- fından bulaştırılabilecek hastalıklardır. Bu mikroorganizmalar, bakteriler, virüs- ler, helmintler ve protozoa olabilir. Hel- mintler (otlak hayvanları için mera sula- mada dikkat edilmelidir.) ve protozoalar genellikle, bağırsak parazitleri olarak adlandırılır. Arıtılmış atıksuyun mikro- biyolojik kalitesi, suyun kullanılabilirliği hakkında bilgi verir. Bu riskler, arıtma tesisinin ve arıtılmış atıksuyun uygu- landığı yerin birlikte kontrol edilmesi ile azaltılabilir” denilmekte ve atıksuların arıtımı neticesinde uyulması gereken kurallar ve denetim mekanizmaları da tarif edilmiştir. “Sulamada tekrar kullanılacak arı- tılmış atıksularda aranan özellikler, Tablo E7.1’de verilmiştir. Arıtılmış suyun sulamada kullanılması için iki değişik sınıf oluşturulmuş olup, bu kriterler minimum gereksinimleri sağlamakta ve bazı özel uygulamalarda ilave kri- terler de uygulanabilmektedir. Ticari olarak işlenmeyen gıda ürünlerinin ve park, bahçe gibi kentsel alanların sulan- masında, hem yenen ürün ile hem de park, bahçe gibi alanlarda insanların bitkileri ile su teması olabileceği için iyi kalitede sulama suyu gerekmektedir. Sulama suyunun mikrobiyolojik kali- tesi çok iyi kontrol edilmelidir. Bunun yanında, ticari olarak işlenen gıda ürün- leri (Meyve bahçeleri ve üzüm bağları), çim üretim ve kültür tarımı gibi halkın girişinin kısıtlı olduğu yerler ve otlak hayvanları için mera ve saman yetiş- tiriciliğinde, sulama suyu daha düşük kalitede olabilmektedir.” Tarımsal sulamada bitkinin su ihti- yacını karşılayan, sulama randımanı daha yüksek olan kontrollü sulama yöntemleri bulunmaktadır. Bu yön- temlerle sulama suyu bitkinin gövdesi, yapraklarına dahi temas etmeden kök bölgesine ulaştırılmaktadır. Geleneksel sulama metotlarına göre de su tasarrufu sağlanmaktadır. Ülkemizde geri kazanılan su miktarı- nın % 72’i tarımda, %16 ‘ı içme suyunda ve %12’ si sanayide kullanılmaktadır. Tarımsal amaçlı kullanımda azot ve fosfor açısından değerli bir atıksu içe- riği söz konusudur. Türkiye'de henüz arıtılmış atıksu miktarı azdır. Sahip olduğumuz teknolojilerle su talebinin olduğu yere en yakın atıksu kaynağından güvenli ve sürdürülebilir proseslerle atıksuyu arıtarak kullana- bilme imkânına sahibiz. Tarımsal sulama örneğinden yola çıkar isek, atık sudaki kimyasal kirliliğin, biyolojik kirliliğin, virüslere bağlı risklerin elimine edilmesi ile tarıma yararlı olan azot fosfor gide- rimi yapmadan sürdürülebilir su arıtımı yapılabilecektir. Burada yönetmelikle belirlenen bitki türlerine göre arıtım hassasiyeti ile birlikte, mevcut şartlar daha iyi incelenerek ihtiyaç duyulan hassasiyette arıtma sistemleri kurula- bilecektir. Elektroflokülasyon tesislerinde dezenfektan olarak üretilen ve kullanı- lan hipokloröz asidi proses esnasında üretilebildiği gibi, sadece tuzlu su geçi- rerek saf halinde de üretilebilmektedir. Bu İTÜ çevre mühendisliğinin elektrof- lokülasyon prosesi ile ilgili hazırladığı raporda açıklanmıştır. Kullanılan tuz konsantrasyonu ve klor standart dezen- feksiyona nazaran binde bir oranında olduğundan ve hipokloröz asitin atmos- fere açık havalandırmada kloru havaya karışıp uzaklaştığından tarımsal sulama içinde bir risk oluşmayacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=