çevede; su yatırımları için belirlenen 2023 yılı hedefini 10 yıl öne çekmiştir. Su ve Çevre Teknolojileri: Su fakiri bir ülke haline geldiğimiz doğru mu? Küresel ısınmanın ülkemize etkileri konusunda ne düşünüyorsunuz? Prof. Dr. Veysel Eroğlu: Su varlığına göre ülkeler şu şekilde sınıflandırılıyorlar: Su Fakiri: Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1 000 m3'ten daha az. Su Azlığı: Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2 000 m3'ten daha az. Su Zengini: Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000 -10.000 m3'ten daha fazla. Ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.500 m3 civarındadır. Bu rakam ise Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, su azlığı yaşayan ülkeler kategorisine girdiğini göstermektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.000 m3 /yıl civarında olacağı söylenebilir. Atmosferdeki sera gazı birikimlerinin artışına bağlı olarak önümüzdeki on yıllarda gerçekleşebilecek bir iklim değişikliğinin, Türkiye'de yol açabileceği muhtemel çevresel ve sosyoekonomik tesirlerin bazılarını şöyle öngörüyoruz: • Sıcak ve kurak devrenin uzunluğundaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, orman yangınlarının frekansı, etki alanı ve süresi artabilir. • İklim kuşakları, yerkürenin jeolojik geçmişinde olduğu gibi, ekvatordan kutuplara doğru yüzlerce kilometre kayabilecek ve bunun sonucunda da Türkiye, bugün Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da egemen olan daha sıcak ve kurak bir iklim kuşağının etkisinde kalabilecektir. • Doğal karasal ekosistemler ve tarımsal üretim sistemleri, zararlılardaki ve hastalıklardaki artışlardan zarar görebileceklerdir. • Türkiye'nin kurak ve yarı kurak alanlarındaki, özellikle kentlerdeki su Hem dışa bağımlılığımızı . engellemek için en temiz ve ucuz enerji çeşidi olan hidroelektrik kaynaklarımızın tamamının· değerlendirilmesi hem de sulanamayan (topraklarımızın tümünün - modern kapalı borulu sulama sistemleri ile sulanması lazımdır. kaynakları problemlerine yenileri eklenebilir. • İklimin kendi doğal değişkenliği açısından, Türkiye'de su kaynakları üzerindeki en büyük baskıyı, Akdeniz ikliminin olağan bir özelliği olan yaz kuraklığı ile öteki mevsimlerde hava anomalilerinin yağışlarda sebep olduğu yüksek rasgele değişkenlik ve kurak devreler oluşturmaktadır. Bu yüzden, kuraklık riskindeki bir olumsuz değişiklik, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkisini şiddetlendirebilir. • Kurak ve yarı kurak alanların genişlemesine ek olarak, yaz kuraklığının süresinde ve şiddetindeki artışlar, çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve erozyonu destekleyecektir. • İstatistik dağılımın yüksek değerler yönündeki ve özellikle sayılı sıcak günlerin frekansındaki artışlar, insan sağlığını etkileyebilir. • Kentsel ısı adası etkisinin de katkısıyla, özellikle büyük kentlerde, sıcak devredeki gece sıcaklıkları belirgin bir biçimde artacak, bu da havalandırma ve soğutma maksatlı enerji tüketiminin aıtmasına sebep olabilecektir. • Mevsimlik kar ve kalıcı kar-buz örtüsünün kapladığı alan ve karla örtülü devrenin uzunluğu azalabilir ve ani kar erimeleri ve kar çığları artabilir. • Deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak, Türkiye'nin yoğun yerleşme, turizm ve tarım alanları durumundaki, alçak delta ve kıyı ovaları ile haliç ve ria tipi kıyıları sular altında kalabilir. Ayrıca iklim değişikliği, Türkiye'nin özellikle çölleşme tehdidi altındaki yarı kurak ve yarı nemli bölgelerinde (İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde) ormancılık ve su kaynakları açısından olumsuz etkilere yol açabilir. Su ve Çevre Teknolojileri: Türkiye su kaynakları ne durumdadır? Prof. Dr. Veysel Eroğlu: Türkiye'de yıllık ortalama yağış yaklaşık 643 mm olup, bu da yılda ortalama 501 milyar m3 suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274 milyar m3'ü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri dönmekte, 69 milyar ni'lük kısmı yer altı suyunu beslemekte, 158 milyar m3'lük kısmı ise akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Yer altı suyunu besleyen 69 milyar m3'lük suyun 28 milyar m3'ü pınarlar vasıtasıyla yer üstü suyuna tekrar katılmaktadır. Ayrıca komşu ülkelerden ülkemize gelen yılda ortalama 7 milyar m3 bir su miktarı da bulunmaktadır. Böylece ülkemizin brüt yer üstü suyu potansiyeli 193 milyar m3 olmaktadır. (158+28+7). Yer altı suyunu besleyen 41 milyar m3 de dikkate alındığında, ülkemizin toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 milyar m3 olarak hesaplanmıştır. Ancak günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yer üstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar m3, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar m3 olmak üzere yılda oıtalama toplam 98 milyar m3'tür. Netice itibarıyla 14 milyar m3 olarak belirlenen yer altı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir SU VEÇEVRE TEKNOLOJİLERİ• SAYI 13 ~
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=