dos a Beko Elektronik A.Ş., Çevre Yüksek Mühendisi Şebnem Tantan Akbaş; "İzaydaş'dan beri başka tesis açılmadı" Türkiye'de çevre ile ilgili mevzuatımız özellikle AB uyum süreci nedeniyle gelişmiş durumda. Bizim tek problemimiz uygulama ve denetim eksikliğinin olması. Yönetmelikler var ancak uygulamadaki yetersizlikler ve denetim eksikliği ile ortaya çıkan sorunlar büyüyor ve bu problemlerle başa çıkmaya çalışıyoruz. Tehlikeli atıkların kontrolu yönetmeliği 1994'clen beri yürürlükte. O zamandan beri ne yaptık1 1997'cla İzayclaş açıldı ve başka ela bir yakma, depolama tesisi açılmadı. Öte yandan Çevre ve Orman Bakanlığı yeni uygulamalarla, takip sistemini güçlendirdikçe bu tip tesisler için talepler daha da artmaya başladı. Şimdi biz bu yetersizlik sorunlarıyla uğraşıyoruz. İzaydaş gibi tesislerin sayısının yanında geri kazanım tesislerinin ele sayılarının arttırılması gerekmektedir. Bunun için Çevre ve Orman Bakanlığı'nın elinde atık envanteri bilgisi var. Her sene tüm firmaların bakanlığa atık beyanında bulunması gerekiyor. Bu bilgiler derlenerek Türkiye'nin hangi atıklar konusunda özellikle geri dönüşüm tesisine ihtiyacı var, nerelerde bertaraf tesislerine ihtiyacı var gibi sorulara cevap verilerek, ilgili kuruluşların bu yerlerde tesis kurmasına yönelik teşvikler verilmelidir. ~ SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ• SAYI 13 Eczacıbaşı Özgün Kimya Genel Müdürü Dr. Adil Gören; "Sanayinin yanısıra kamunun da altyapı ve işletme harcamalarını yapması gerekiyor" Çevre koruma amaçlı altyapı ve işletme yatırımlarının yapılmaması ve tesislerin işletilmemesi halinde her ne kadar arzulansa dahi temiz çevreye ulaşmak güç olacaktır. Diğer bir deyişle nasıl bir çevre kalitesi isteniyorsa onun gerektirdiği düzeyde çevre yatırım ve harcamalarının yapılması gerekmektedir. Bilinen bir gerçek şudur ki; gelişmekte olan ülkelerden beklenen çevre koruma amaçlı toplam harcamanın GSMH içindeki yükü gelişmiş ülkelerle karşılaştırılclığıncla oldukça yüksektir. Bu durum geç kalmış olma faktöründen ele kaynaklanmaktadır. Kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından bu çabalarda sanayi harcamalarının yanı sıra kamumm da üzerine düşen altyapı kurma ve işletme harcamalarını yapması gerekmektedir. AB'cle rekabet edebilme politikası kapsamında; sanayiye devlet yardımları yapılmaktadır. İmalat sektöründe devlet yardımlarına baktığımızda sektörün katma değerinin yüzdesi olarak şunu görmekteyiz: AB genelinde sektörün katma değerinin yaklaşık %3'ü devlet yardımı olarak şirketlere destek için verilmektedir. Sanayiye yapılan bu tür devlet yardımlarının yaklaşık % 63'ünün devlet desteği, parasal destek, %26'sının vergi muafiyeti, %3'ünün katkı payı, vergi ertelemesi ya ela devlet garantisi ve krediler yoluyla yapıldığını görmekteyiz. AB ülkelerine baktığımız zaman genelde çevreye yönelik harcamaların yarısına yakın kısmı suyun korunmasına harcanmaktadır. % 30 gibi bir bölüm atık yönetimi, %15'i hava kirliliğini azaltma ve gürültü kontrolü, % 4'ü çevre güvenliği, % l'i doğanın korunması ve bu alanda kurumsal yapının sağlanması için harcanmaktadır. Yine bu ülkelerde bu harcamaların kaynaklarına baktığımızda ulusal kaynakların ağırlıklı olduğunu, uluslar arası kaynakların payının ise %10 gibi çok cüzi bir miktarda kaldığını görmekteyiz. Ulusal kaynaklarda, merkezi bütçeyi, vatandaşların katkıları da dahil olmak üzere belediye bütçelerini ve özel işletmelerin katkılarını görüyornz. Her birinin payı eşit gözüküyor, yaklaşık 1/3 oranında. AB ülkelerinde yapıldığı üzere Türkiye' ele ele sanayinin çevre koruma konusunda gereken düzeyde yatırım yapabilmesi için destek ve teşvik uygulamalarının hayata geçirilmesinde büyük gereksinim vardır. Mercedes-Benz Türk A.Ş. Kalite Mühendisi Dr. Oytun Hanhan; "Girişimcileri atık bertaraf tesisleri konusunda motive etmeye çalışıyoruz" Tehlikeli atık yönetimi ile ilgili alt yapının yeterince gelişmiş olmaması son 10 yıldır konu ile ilgili pek çok problemin yaşanmasına neden olmuştur. Türkiye'cleki tek lisanslı tehlikeli atık bertaraf tesisi ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Şu aşamada mevzuata uygun atık bertarafı problemi ancak çimento fabrikaları vasıtası ile çözülebilmektedir. Ama burada da özellikle fiyatta keyfi uygulamalar söz konusudur. Gerekli olan; etkin bir denetleme ve izleme mekanizması ile tehlikeli atık miktarlarını tüm Türkiye'de tespit etmek ve tüm tehlikeli atıkların yasalara uygun bertarafını yaptırımlar çerçevesinde güvenceye almaktır. Böylelikle özel sektöründe atık alanına yatırım yapması
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=