Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 129. Sayı (Nisan 2019)
34 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 04 / 2019 suvecevre.com GÖRÜŞ Akarsu ve göllerimiz kirlendi Su fakiri olmaya aday ülkemizde, su kalitesine bakıldığında yüzey sula- rının %79’u kirlenmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre; 141 yüzey suyunun %43,3’ü çok kirlenmiş suyu tanımlayan 4.sınıf kalitede, %19,9’u kirlenmiş suyu tanımlayan 3. sınıf kalitede ve %15,6’sı az kirlenmiş suyu tanımlayan 2. sınıf kalitededir. Yüzey sularımızın sadece %21,3’ü yüksek kalite suyu tanımlayan 1. sınıf kalitededir. Yüzey sularımızın kirlenmesinin nedenleri arasında evsel ve endüstriyel atıksu- ların yeterli arıtılmaması veya arıtım yapılmadan alıcı ortama (yüzey sula- rına) deşarjı, gereğinden fazla zirai ilaç ve gübre kullanımı, katı atıkların vahşi depolanması ve deniz suyunun akarsuya karışması vardır. Yeraltı Sularımız Tükenirken Aynı Zamanda Kirleniyor! Yeraltı sularımız gittikçe azal- makta ve aynı zamanda yine atıksu- lar, endüstriyel ve tarımsal faaliyetler nedeniyle kirlenmektedir. Örneğin, Meriç – Ergene havzasında bulunan yeraltı sularının yarısının tükenmeye başladığı ve tamamının kirlenmiş olduğu görülmektedir. Aydın ve Denizli illerini de kapsayan Büyük Menderes havzasında yer altı sula- rının yarısı, İzmir’in de bulunduğu Küçük Menderes havzasında yer altı sularının yaklaşık üçte ikisi, Manisa’yı da kapsayan Gediz havzasının yer altı sularının yaklaşık dörtte biri, Bursa’yı kapsayan Susurluk havzasının yer altı sularının üçte ikisi yoğun miktarda kirlenmiştir. İzinsiz kuyuların olması ve izin verilenin çok üzerinde, kuyulardan su çekilmesi yeraltı sularının azalma- sının ana nedenleri arasındadır. Öte yandan, yeterli denetim yapılmaması da bu durumu daha da artırmaktadır. Adapazarı, Eskişehir, Ankara illerini de kapsayan Sakarya, Afyonkarahi- sar’ı kapsayan Akarçay, Manisa ve İzmir’i kapsayan Gediz havzalarında çok hızlı bir şekilde yer altı suyu sevi- yesi azalmaktadır. Konya bölgesinde yer altı suyu seviyesinin 150 metreden fazla düşmesi nedeniyle 300’ü aşkın obruk oluşmuş ve bu durum evlerin çökme riskini de artırmıştır. Atıksu ve İçmesuyu Arıtma Tesislerinin Durumu “Türkiye’deki İçme Suyu Kaynak- ları ve Arıtma Tesislerinin Değerlen- dirmesi için Teknik Destek Projesi Raporu”ndan alınan verilere göre; Türkiye’de 2017 yılında toplam yüzey su kaynağı sayısı 508’dir. Ayrıca, top- lam içme suyu arıtma tesisi sayısı 489’dur. Bu tesislerin 397’si aktif ve 92’si planlama, yapım aşaması veya hizmet dışı olmasından dolayı aktif değildir. Bu verilere istinaden içme suyu arıtma tesislerinin %20’si aktif değil- dir. İçme suyu arıtma tesislerinin yapımı sırasında ihtiyacın çok altında veya çok üstünde tasarımının yapıl- ması, Yönetmelik çerçevesinde stan- dart olarak belirlenen parametrele- rin arıtımının yapılmaması ve altyapı sorunlarının olmasından dolayı içme suyunda sorunlar yaşanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tara- fından yapılan bir araştırmaya göre, 2015 yılında işletmede ve inşa halinde olmak üzere 1127 evsel/kentsel atıksu arıtma tesisi (AAT) tespit edilmiştir. Bu tesislerden 320’sinin verimli işle- tilebilmesi için düşük maliyetli (<250 bin TL) bir bakım&onarım yapılması gerekirken 120 AAT’de daha büyük maliyetli revizyon yapılması gerek- mektedir. 112 AAT ise atıl durumda olduğundan, yeniden inşa edilmesi gerektiği belirlenmiştir. Atıksu arıtma tesislerini inşa edilmesi atıksuyun arıtıldığı anlamına gelmemektedir. Atıksuların standartlara uygun arıtı- mının sağlanması önemlidir. Atıksu Arıtma Tesisleri’nin 552’si sağlıklı çalışmamakta, arıtma yapamamakta ve derelerimizi, denizlerimizi kirlet- mektedir. Ayrıca, ülkemizde evsel ve endüstriyel atıksuların yeniden kul- lanım oranı %1’in altındadır. İklim değişikliğine uyum ve su kıtlığı riski göz önünde bulundurularak arıtılan atıksuların kentlerde tekrar kullanım oranı %1’de yukarılara çekilmeli, kent içerisindeki park bahçe sulama faali- yetlerinde değerlendirilmelidir. Endüstriyel atıksuların arıtılmadan doğaya deşarjı veya uygun arıtımın yapılmamasından dolayı Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) büyük görev düşmektedir. Türkiye’de 309 tane OSB bulunmaktadır. 2017 veri- lerine göre, 309 tane OSB’sinin 186 tanesi faal, 32 tanesi inşaat aşmasında, 15 tanesi plan aşamasında, 38 tanesi kamulaştırma aşamasında, 3 tanesinin durum bilgisi bulunmamakta ve 35 tanesinde veri yoktur. 186 tane faal olan OSB’lerin 105 tanesinde merkezi atıksu arıtma tesisi ve 95 tanesinde çevre yönetim birimi bulunmamak- tadır. İklimDeğişikliği Su Krizini Artırıyor İklim değişikliği ile birlikte farklı bölgelerde, farklı etkilerin olacağı bilinmektedir. Ülkemizin iç kısımla- rında kuraklık artacak, kuzey kısım- larda yağış rejimi değişikliği nedeniyle sel afeti artacak, deniz seviyesinin yükselmesi ile birlikte kıyı kentlerimiz olumsuz etkilenecektir. Bu kapsamda, su tüketiminin azaltılarak sera gazı tüketiminin de azaltılmasını sağla- mak, aynı zamanda da iklim değişikli- ğine uyum kapsamında kentlerin su ve atıksu alt yapısını geliştirmek, revize etmek temel ihtiyaçlarımız arasında- dır. Arıtılmış suyun tekrar kullanımı da önemli bir iklim değişikliği uyum aracıdır. l
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=