Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 129. Sayı (Nisan 2019)

26 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 04 / 2019 suvecevre.com GÖRÜŞ ERGİN EROL Yüksek Çevre Mühendisi Artemis Arıtım Kurucu Ortağı ATIKSUYUNU ATMA, GERİ KAZAN! D ünya üzerindeki kul- lanılabilir tatlı suyun, tüm su miktarına oranı yaklaşık %3’tür. Ancak bu miktar gittikçe azalıyor. Azalma- nın başlıca üç sebebi; küresel ısınma, insanların aşırı tüketimi, insanların kontrolsüz kirletmesi. Başka doğal se- bepleri olmakla beraber, temel sorun insan kaynaklı faaliyetler ve etkiler olmaktadır. Buna ilave olarak, insan nüfusu hızla artmaya devam ediyor. 1950 yılında 2,5 milyar olan insan nüfusu günümüzde 8 milyara dayanmış vazi- yette. Hem su kaynaklarının azalması hem de dünya nüfusundaki artışla, kişi başına düşen su miktarı drama- tik şekilde azalıyor. Bununla birlikte, mevcut kullanım ve içme suyu kalitesi de dünya genelinde düşüyor. Ülkemiz özelinde bakılırsa durum kritik seviyelerde. Kişi başına düşen su miktarı, yıllık 2000 m 3 /kişi/yıl düze- yinden az ise o ülke su yoksunu kabul ediliyor. Ülkemizde bu rakam 1500 m 3 /kişi/yıl civarında. Bu da bizi su yoksunu ülke sınıfına sokuyor. 2030 yılından sonra 1000 m 3 /kişi/yıl sevi- yesinin altına ineceği hesaplanıyor ki bu seviye su fakiri ülke demek. Su tüketimini artırmadan, hızla azaltacak tedbirler almak gerekiyor. Ama önce genel duruma bakalım. Kullanılan suyun kabaca %70’i tarımda, %20’si endüstriyel faaliyet- lerde, %10’u da evsel amaçlı olarak tüketiliyor. Ülke genelinde durum böyleyken, kentsel alanlarda ise endüstriyel ve evsel kullanım tüketi- min daha büyük kısmını oluşturuyor. Öncelikle tarımsal üretimde vahşi sulama terkedilip, doğru sulama tek- niklerine geçilmesi gerekiyor. Doğru planlama ile doğru yerde, doğru ürün yetiştirerek, yağış rejiminden maksimum fayda sağlamak gerekiyor. Ayrıca kimyasal gübrelerin ve ilaçla- rın, ürün üzerinde ve toprakta neden oldukları zararların yanında, yeraltı ve yüzey sularına karışarak su kali- tesine ve ekolojik yaşama zarar veri- yor, hidrolik döngüye katılarak, besin zincirinde birikimlere neden oluyor. Bu nedenle vahşi sulama teknikleriyle birlikte, kimyasal gübre kullanımı da sınırlandırılmalıdır, organik-doğal gübre kullanımı teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Evsel su kulla- nımı azaltmak için düşük su tüketen ürünler tercih edilmeli ve bina ölçekli gri su geri kazanımı teşvik edilmelidir. Endüstriyel kaynaklı atıksular, nite- lik ve nicelik açısından görece daha yoğun çevre kirliliğine sebebiyet ver- mektedir. Kontrol ve denetleme sıkın- tıları gibi sebeplerle başta, Ergene, Gediz ve Menderes havzaları olmak üzere, birçok havza ve alıcı ortam endüstriyel olarak kirliliğe maruz kaldı ve maruz kalmaya devam edi- yorlar. Yeraltı sularının kirlendiğini ve tuzluluğunun arttığını yapılan çalış- malar gösteriyor. Yüzey suları, birçok akarsu, oldukça kirlenmiş vaziyette. Bir başka sıkıntı yine aşırı su talebi nedeniyle, yeraltı sularının çok fazla kullanımı ve su seviyesinin telafi edi- lemeyecek şekilde düşüyor olmasıdır. Tüm bunların neticesinde tarımsal üretim ve ekolojik denge zarar gör- mektedir. Besin zincirine endüstriyel kaynaklı toksik maddeler daha fazla sızmaktadır. Endüstriyel deşarj ve kirlenme-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=