Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 128. Sayı (Mart 2019)

PORTRE & RÖPORTAJ TOPLU KONUT KANUNU... “Bakanlığın bünyesinde Emlak Kredi Bankası ve İller Bankası ile beş genel müdürlük vardı ve toplam 20 bin kişi çalışıyordu. O dönemde yap- tığımız projeler arasında 1981 yılında çıkarılmış Toplu Konut Kanunu’nun uygulamaya konması oldukça önem- lidir. Devlet o dönemde kurulan yapı kooperatiflerine ekonomik destek sağlıyordu. Neredeyse konut mali- yetinin yüzde doksanı, devlet tara- fından karşılanıyordu. Türkiye’nin her tarafında toplu konut projelerini başlatmıştık. Turgut Özal döneminde de bir süre bu projeler devam etti. Yurtdışına çıkışlardan alınan ücret ve tütüne yapılan zamlarla, 1987 yılına kadar Türkiye’de toplu konuta sağlanan destek sürdü. Sonrasında ekonomik nedenlerden ötürü toplu konuta ayrılan paralar, başka nokta- larda değerlendirilmeye başlandı ve 90’lı yılların başı, Türkiye’de toplu konut projelerinin sonlanmaya başla- dığı bir dönem oldu. Bugünse kayda değer bir oranda toplu konut ya da kooperatif bulunmuyor. Bu nedenle alt gelir tabakasında olan insanlar kolay kolay ev sahibi olamıyorlar. Türkiye’deki nüfus her yıl bir milyon artıyor, bu nedenle her yıl 350 bin ile 450 bin arasında konut yapmamız gerekiyor...” 57 BIN EVDEN 12 BINE “Afet İşleri de Bakanlık bünyesinde yer alıyordu. Bir deprem yaşandı- ğında yıkılan evlerin yerine yenisi devlet tarafından yapılıyordu. 1968 yılında bir milletvekilinin vermiş olduğu öneri ile yasada, ‘yıkılan evde oturan her aile bireyine bir ev yapı- lır’ şeklinde bir madde yer almıştı. Bu nedenle bir ev yıkıldığında içinde çok sayıda aile birimi gösteriliyordu. Muhtarlıklardan alınan yanıltıcı bel- gelerle insanlar Almanya’daki, İstan- bul’daki çocuklarını da aynı konut içerisinde oturuyor gösterebiliyordu. Bu şekilde düzenlenen sistemle bir ev yıkıldığında çok sayıda yapılı- yordu. Yapılan konutları incelemeye gittiğimde afet evlerinin bir kısmının boş olduğunu görmüştüm. Nedenini sorduğumda, oğlu için yapıldığını ve oğlunun ise Almanya’da olduğuna yönelik cevap alıyordum. Bu nedenle bir torba kanun içerisine, ‘Yıkılan bir evin yerine, bir ev yapılır’ şeklinde bir madde eklettirmiştim. Yaptırdı- ğım tetkikler ve çalışma sonucunda, devletin Türkiye çapında 57 bin olan afet ev borcu, kısa sürede 12 bine düş- müştü. Turgut Özal’ın seçilmesi son- rasında popülist politikalarla yeniden eski kanuna dönüş yapılmış ve borç yine 57 bine çıkmıştı...” “Bakanlığım döneminde çok sayıda afet evi yarım kalmıştı, bu evlerin tamamlanmasını sağlamıştım. Bu arada Afganistan’ın kuzey bölgesinden gelen Türkler için yerleşim yerleri yapılmasına ön ayak olmuştum. HALIÇ’IN TEMIZLENMESI “Aynı zamanda İstanbul Koordina- tör Bakanı olarak da görev yapıyor- dum. Resmen ilan edilmemişti ama haftada bir gün ya da on beş günde bir İstanbul’a geliyordum. İstanbul’da mevcut sorunlar üzerinde vali ve bele- diye başkanı ile çalışarak, Ankara’ya dönüşümde Bakanlığım bünyesinde yer alan İstanbul bürosunda gerekli olan eylemleri belirliyordum. Baş- bakan ile görüştükten sonra gerekli yazışmalar belirleniyor, sonrasından bu yazışmalar, başbakan imzası ile ilgili bakanlıklara gereği yapılmak üzere gönderiliyordu. Bu kapsamda, o dönemde Haliç’in kurtarılmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştı. Bu konu Kenan Evren tarafından ortaya atılan bir fikirdi. Deri sanayisinin Tuzla’ya taşınması da 1982 yılında gerçekleşmişti. Aynı dönemde Çevre Kanunu ile İstanbul Boğazı kıyıla- rını yapılaşmadan korumak üzere Boğaziçi Kanunu da çıkarılmıştı. Bu çalışmaların dışında Erzurum ve Kars depreminde bölgede uzun süre kalarak yaraların hızlıca sarılması için yoğun bir gayret göstermiştim. ” MILLETVEKILI SEÇIMLERI “Seçimler yaklaştığında yeni parti- ler kurulmaya başlanmıştı. Seçimlere Halkçı Parti, Milliyetçi Demokrasi Partisi ve Anavatan Partisi’nin gir- mesine izin verilmişti. O dönem bana Halkçı Parti’den de teklif gelmişti ama Kurucu Meclis’e dahil olan kişilerin çoğunluğu Milliyetçi Demokrasi Par- tisi (MDP)’nde bir araya geldiklerin- den ben de MDP’yi tercih etmiştim. Kabinede Çorum’dan iki kişi olarak görev yapıyorduk. İlhan Evliyaoğlu Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev almıştı ve siyasete daha yatkın bir yapıya sahipti. Çorum adaylığı- nın ona teklif edildiği söyleniyordu. İstanbul, Ankara ve İzmir’den aday olmak istemiştim fakat bu bölgelerin dolu olduğu ifade edilmişti. Bana ise Adana’dan milletvekili adayı olmam teklif edilmişti. Pek uygun değildi ama yine görevden kaçmamak için kabul etmiştim. Adana bağımsız milletvekili aday olarak ikinci sırada aday gös- terilmiştim. Fakat o dönem yaşanan Erzurum ve Kars depremleri nede- niyle seçim bölgeme dahi gitme fır- satı bulamamıştım. Sonuç itibariyle MDP Adana’dan, az bir farkla da olsa ikinci milletvekilini çıkaramamış ve Ahmet Samsunlu Bakanlık Makamında (Ankara, 1982) 64 suvecevre.com SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 03 / 2019

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=