Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 118. Sayı
Su ve Çevre Teknolojileri / Mayıs 2018 43 suvecevre.com mal ve hizmet üretimi için kullandığı toplam temiz su kaynaklarının mikta- rıdır. Bir su ayak izi zamansal ve mekan- sal boyutu içerir. Su ayak izinde yapılan sınıflama da, “Yeşil su ayak izi” buharla- şan yağmur suyu hacmi ile ifade edilir. “Mavi su ayak izi” , buharlaşan yüzey ve yeraltı suyu hacmini ifade eder. “Gri su ayak izi” ise kirlenmiş su hacminin göstergesidir. İşletme seviyesine inildiğinde, bir işletmenin su ayak izi; operasyon su ayak izi olarak imal ve üretim ya da des- tekleyici faaliyetler için üreticinin doğ- rudan kullandığı suyu ifade eder. İkinci olarak işletmenin tedarik zinciri su ayak izi üreticinin tedarik zinciri içinde kullan- dığı dolaylı su olarak tariflenmektedir. İşletmelerde gerek operasyonel gerek tedarik zincirin su ayak izinin izlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu anlayış sürdürülebilir liderlik anlayışına geçişin bir sonucudur. Su ayak izinin yönetiminde ISO 14046 Su Ayak İzi Standardına bağlı olarak bir envanter çıkarılması ve etki- nin değerlendirilmesi, sistematik ve planlı bir izleme için gerekli olmaktadır. Standart esas alınarak su ayak izinin hesaplanması ve etki değerlendirilmesi kapsamında şeffaflık, uygunluk, bütün- lük, tutarlılık, doğruluk, bilimsel yaklaşı- mın önceliği, değişkenlik, kapsam temel ilkeleri esastır. Su ayak izi değerlendirmesi, su ile ilişkili tüm ürün, proses ya da organi- zasyon ile ilişkilendirilmelidir. Su ayak izi değerlendirmesi 4 fazdan oluşmaktadır. Bu fazlar; • Amaç ve kapsamın tarifi, • Su ayak izi envanteri, • Su ayak izi etki değerlendirmesi, • Sonuçların yorumlanması, olarak özetlenebilir. Su ayak izi çalışmasının amaç ve kap- samına bağlı olarak envanterin oluştu- rulması ve hesaplamaların yapılması, su kullanımın yani su ayak izinin etki değerlendirilmesi kritik bir süreçtir. Operasyonel süreçlerinin ve tedarik zincirindeki su ayak izinin hesaplanması ve bu bağlı rasyonel hedeflerle ekolojik etkinin sıfırlanması hedef olarak seçil- melidir. Böylelikle gönüllük esaslı çalışma- larda temel hedef, sürdürülebilir şirket yapılanmalarında faaliyetin sosyal ve çevresel etkilerinin en aza indirilmesi ve kaynak kullanımının azaltımı hedef- lenmektedir. İşletmelerde geleneksel yönetim bakış açısı temel zorluk olarak karşımız- dadır. Rekabet edilebilirliği zorlaştırıcı diğer bir unsur ise yönetim süreçleri ve insan kaynağındaki yetkinlikler, yine zorluklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecekte rekabet edilebilirliğinin kritik başarı faktörleri, havaya, suya ve toprağa bırakılan izlerin en aza indir- genmesi olacaktır. Bu olguyu tüm iş süreçlerine entegre edecek bir liderlik işletmelerin yararına olacaktır. Temel dinamiklerin süratle değişikliği, hızlı karar verme süreçlerine entegre bir alıcı kitlesi karşında sosyal medyanın bağlayıcı ve yakınlaştırıcı gücü ile klasik süreç ve süreç yönetiminin etkili olacağı mümkün değildir. l
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=