Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 117. Sayı (Nisan 2018)
Su ve Çevre Teknolojileri / Nisan 2018 35 suvecevre.com ben sağlamıştım ve çok yakından ilgi- leniyordum. 13 tane atıksu arıtma tesisi kuruldu. Bölgede sadece endüstriyel atıksu arıtma tesisleri problemi var. En- düstriyel atıksu arıtma tesislerinden de Muratlı’daki OSB atıksularını arıtmaya başladı. Dört tane daha ortak arıtma te- sisi var. Onların da inşaatı devam ediyor. Bu yıl en geç Temmuz’a kadar faaliyete geçecekler. Tabi bölgedeki tekstil fabri- kalarının kullandığı boyaların giderilme- leri çok zor oluyor. Bundan dolayı bu ile- ri derecede arıtılmış olan, hem kimyasal hem biyolojik arıtmadan geçmiş olan atıksuyu Marmara Denizi’nin dibine de- şarj etme çalışması yürütülüyor, tünel- ler kazılıyordu. Belli bir aşmaya gelindi. Denize deşarj sistemi de inşa ediliyor ve bitmek üzere. Ergene artık meyvesini vermeye başlıyor. Ergene’ye odaklanıl- masının bir yararı da sanayicinin temiz üretime teşvik edilmesi oldu. Bölgedeki sanayiciler artık temiz ve verimli üretim tekniklerini benimsiyorlar. Mesela ben ayrılmadan önce günde 18 bin metre- küp su tasarrufu sağlamışlardı. Kullan- dıkları hammaddelere dikkat ediyorlar, daha az kirletici olan hammadde kul- lanmaya, daha az enerji kullanacak tek- nolojilere yönelmeye başladılar. SU VE ÇEVRE: ASKİ arıtma çamurları konusunda ne yapıyor? PROF. DR. CUMALI KINACI: Arıtma çamurları konusunda sıkıntılar yaşıyo- ruz. Daha önce yenilenmek üzere üç tane kojenerasyon ünitesi kurulmuş, fakat çalışmıyorlar. Onların yerine yeni sistemlerin siparişi verilmiş, şimdi de onları bekliyoruz. Ama mevcut sistemi yenilememiz gerekiyor. Bu mevcut sis- tem fonksiyonel ve verimli değil. Yeni- den tasarlanmaları şart. SU VE ÇEVRE: Sizin çevre sektörüyle de yakın ilişkileriniz var... Sektörü nasıl görüyorsunuz? PROF. DR. CUMALI KINACI: Açıkçası Türkiye’de maalesef bir arıtma tesisi mezarlığı olduğunu söylemem ge- rekiyor. Bu, biraz firmaların ve çevre mühendislerinin yetersiz kalmasından kaynaklandı. Ayrıca tesisler verim- li tasarlanmadılar ve tükettikleri yo- ğun enerji nedeniyle çalıştırılmadılar ve çoğu mezarlığa döndü. Fakat ar- tık Türkiye’de enerji verimliliğiyle ilgili önemli bir birikim ve talep oluştu. Hem özel sektör, hem de teknik elemanlar ol- dukça mesafe kat etti. Ben önümüzde- ki dönemi teknik açıdan ve özel sektör açısından iyimser görüyorum. Eski ha- talar pek tekrar edilmiyor. Firmalar arası rekabet de bu açıdan fayda yarattı. İyi iş yapmayan zaten zamanla eleniyor. Müşteri de garanti istiyor. Şartnameler profesyonelce hazırlanıyor. Taahhüt fir- ması ciddi yükümlülükler altına giriyor. Yerli üretim de oldukça gelişti. Geçen haftalarda ziyaret ettiğim Su Kayıp ve Kaçakları etkinliğinde yerli birçok tek- nolojik ürün geliştiren firmaların oldu- ğuna şahit oldum. Bunlar sevindirici hususlar. Bir de eskiden yurtdışı firmalar Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi olarak görüyorlar ve eski teknolojileri, kendi ülkelerinde terk edilmiş teknolojileri satmaya çalışıyorlardı. O mantıkla ku- rulmuş birçok arıtma tesisi de var ve bunlar artık çalışamaz durumdalar. Bu yaklaşımdaki firmalar da artık kendileri- ni yenilediler ve artık Türkiye’de bu tarz bir iş yürütülemeyeceğini anladılar. Türkiye’de önümüzdeki yıllarda bir- çok mevcut arıtma tesisi yenilenecek. Ayrıca yeni tesisler de yapılacak. Tür- kiye su arıtma alanında henüz doygun- luğa ulaşmadı. Bakanlıktaki görevim esnasında AB destekli yürütülen bir projede, Türkiye’deki içme suyu arıtma tesislerinin 4 bin metreküp/günün üze- rinde olan 195 tesisi incelemiştik ve bu tesislerden sadece 3 tanesinin ham su özelliklerini karşılayabilir nitelikte oldu- ğunu görmüştük. Yani 192 tanesinin re- vizyona ihtiyacı var. Dolayısıyla bunların tek tek ham su özelliklerinin de dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerekiyor. Yani Türkiye’de pazar hala doygun hale gelmiş değil. Burada önemli olan firma- ların kendi farklılıklarını ortaya koyma- ları. Ekipman üreticileri de, teknik olarak hizmet veren firmalar da kendilerini ge- liştirip pazarda söz sahibi olabilirler. SU VE ÇEVRE: Arıtmada teknoloji sizce ne yönde ilerliyor? PROF. DR. CUMALI KINACI: Artık ka- lite standardı her geçen gün daha sıkı hale geliyor. Çok spesifik kirleticilerin kontrol edilmesi gerek; bunun bir kısmı bozunabilen maddeler. Ama çok sayıda bozunamayan kimyasal da mevcut. Bu bozunamayan kimyasalların giderilmesi için ileri arıtma sistemlerine ihtiyaç du- yuluyor. Başlarda bir direnç olmasına rağmen son yıllarda membran sistem- leri oldukça gelişti ve yaygınlaştı. Bu sistemlerin daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Yerli üretim denemeleri de gayet başarılı ilerliyor. Bunun dışında spesifik kirleticilere, kanserojen etkiye sahip olan tehlikeli maddelere odaklanılması gerekiyor. Su Yönetimi Genel Müdürüyken Türkiye’de 250 tane böyle madde tespit etmiştik ve bunları da Yerüstü Suları Kalitesi “Bakanlıktaki görevim esnasında AB destekli yürütülen bir projede, Türkiye’deki içme suyu arıtma tesislerinin 4 bin metreküp/günün üzerinde olan 195 tesisi incelemiştik ve bu tesislerden sadece 3 tanesinin ham su özelliklerini karşılayabilir nitelikte olduğunu görmüştük. Yani 192 tanesinin revizyona ihtiyacı var.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=