Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 116. Sayı (Mart 2018)

Su ve Çevre Teknolojileri / Mart 2018 33 suvecevre.com Bu makalenin önemli kısımları şun- lardır: • Makine, günlük yaşamımızı uzun bir süredir belirlemekte. İnsan, rüzgarı ve suyu kendi yaşamını daha fazla kolaylaştıracak, çalışmayı daha verimli hale getirecek şekilde kullanmayı sağlayan bilgiye ve güce binlerce yıldan beri sahiptir. • Daha iyi, daha hızlı, daha yüksek performanslı makineler ve otomatlar bizim gücümüzü kat be kat artırmaktadır. • Bilgisayarın yaşamımıza girmesinden beri insanın daha hızlı ve sürekli daha yeni biçimlerde işlenmesini ve insanın kavrama gücünün çok ötesine geçen karmaşıklıkta sistemler kurulmasını sağlamaktadır. Makalede özellikle vurgulandığı gibi, “ Teknolojinin kaydettiği her aşama, o dönemde toplumun yapısını, ortak yaşambiçimini, iletişimi, çalışma haya- tını ve ekonomik koşulları etkiledi. Bazen de doğrudan doğruya belirledi ”. Bu gelişmelere ayak uyduran ülkeler hızla kalkınmışlardır. Batı olarak tanım- ladığımız ülkeler kalkınmış olup, hızlı koşmaya devam etmektedirler. Bugün Türkiye, ihraç ettiği 1 kilog- ramlık üründen ortalama 1.6 dolar, Almanya ise ihraç ettiği 1 kilogramlık üründen 4.1 dolar elde ediyor . Ülkeler arası iş gücü verimliliği karşılaştırıldığında aynı şekilde çok geniş farklar olduğunu görüyoruz. Türkiye’de verimlilik 1 iken Almanya’da 4 olması dikkat çekicidir. Konu ile ilgili bir yazıda açıklandığı gibi, “ Bu farklar, o ülkedeki işçilerin çalışkanlıkları veya tembelliklerinden ziyade, ülkelerin ekonomik gelişmiş- likleri, teknoloji düzeyleri ve çalışma koşulları ile ilgilidir. Fakir ülkede gün- lük çalışma saati daha fazla, bir işçinin verimliliğinin ve gelirinin zengin ülkede daha az çalışan bir işçiden az olmasının sebebi, teknoloji ve eğitim düzeyi, işkolu, iş süreçleri, yönetim kalitesi (devlet, şir- ket, üniversite, STK vs.) siyasi ve ekono- mik istikrar vb. diğer faktörlerdir”. O halde ne yapmalıyız? Teknolojimizi geliştirmeliyiz ve eğitim düzeyimizi yükseltmeliyiz. Çünkü yük- sek teknolojiye dayalı üretim yöntem- leri sayesinde maliyetler düşmekte ve dünyadaki rekabete katılmak mümkün olmaktadır. Bir kuruluşun sahip olduğu, yeri doldurulamaz tek sermaye, insanla- rın bilgi ve yeteneğidir. “Aileler, öğretmenler, idareciler, usta- lar ve tüm eğitenler, Türk gençliğini kal- kınmış Batı ile yarışacak şekilde yetişti- riniz, bilgi ve yetenek sahibi yapınız...” 4.0 Sanayi Devrimi ile ilgili bazı önemli hususlar - Fabrikaların robotlaşacağı ve insana ihtiyaç kalmayacağı endişesinden kurtulmak gerekir. Çünkü insan unsuru daha önem kazanacaktır. Makineleri tasarlayacak, programlayacak, algoritmalarını tasarlayacak insan gücüne ihtiyaç olacak ve istihdamı artıracaktır. - Bu dönemde makineler birbirleriyle iletişimde olacaktır. Makinelerin bu kadar etkili olacağı bir dönem ilk defa yaşanacaktır. - Şirketler gibi ülkelerin de 4.0 sistemine geçmesi gereklidir. Almanya bu devrimi 20 yıl içinde gerçekleştirmeyi planlamaktadır. Türkiye’nin de hızlı adımlar atması gerekmektedir. - Büyük bir dijital dönüşüm sonucu iş ve sosyal yaşamda büyük değişimler getirecektir. - Robotlardan üretim bantlarına kadar her şey internete bağlı olacaktır. 2020 yılına kadar 28 milyar nesnenin internete bağlı hale geleceği, oluşacak büyük verinin ve üretilen bilgilerin şirketleri bulut depolamaya yönlendireceği ve işletmelerin yüzde 35’inin bulut depolama sistemlerini kullanacağı tahmin edilmektedir. Sonuç Ülkemizin orta gelir ya da orta tekno- loji tuzağı olarak adlandırılan bu durum- dan kurtulup yüksek gelir grubunda bulunan ülkeler arasına girebilmesi, ürün ve hizmet kalitesinin artırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesinin yanı sıra Ar-Ge ve yenilik çalışmaları sonucunda ortaya çıkan yüksek katma değerli, ileri teknolojili ürün ve hizmetlerin üretimi ve ihracatıyla mümkün olup, bu da Sanayi 4.0, Endüstri 4.0 ve paralelinde Eğitim 4.0 hazırlıklarının yapılması ile gerçekle- şebilir. Ülkemizin, 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolar ihracat ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması hede- fine ancak inovasyon, yüksek teknoloji üretim, eğitim ve teşvik ile ulaşılabilecek- tir. Türkiye 1, 2 ve 3. sanayi devriminden sonra 4. sanayi devrimini de kaçırma- malıdır. Dünyanın en genç nüfuslarından birine sahibiz. Tüm dinamikleriyle Sanayi 4.0’ı algılayıp, gelecek planlarımızı yapıp, hızlıca hareket etmeliyiz. Kaynaklar - Anonim, 4.0 Sanayi Devrimi Türkiye için Yüzde 8 Büyüme Fırsatı, Tesisat, Mayıs 2016 - Anonim, Endüstri 4.0’ı Tribünlerden Seyretmemeliyiz, Tesisat Dergisi, Kasım 2016 - Constanze Kunz ve Frank Rieger, “Sessiz Devrim”, De Magazin Deutschland, Nisan 2013 - Nilüfer Eğrican, “Eğitim 4.0 Türkiye’nin Öncelikli Alanlarından Biri Olmalı”, Tesisat Dergisi, Mayıs 2016 - Sadi Özdemir, “1 kg’lık İhracat Nasıl 4 Dolar Olur?”, Hürriyet, 19.3.2015 - Faruk Özlü, “4. Sanayi Devrimi”, TSE Standart Dergisi, Eylül 2016. l

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=