Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 115. Sayı (Şubat 2018)

44 Su ve Çevre Teknolojileri / Şubat 2018 suvecevre.com Risklerin yönetimi kurum içinde belirli birimlerin ya da ayrı ayrı her bir birimin üstlendiği geleneksel risk yönetimi anla- yışının aksine KRY yaklaşımı çok daha geniş bir perspektifte ele alır ve kurumsal değerin yaratılması ve korunmasını etki- leyen risk ve fırsatlarla ilgilenir. Kurumsal risk yönetimi her bir bileşe- nin diğerlerini etkileyebileceği çok yönlü ve dinamik bir süreçtir. Örneğin risklerin değerlendirilmesi, risklere verilen kar- şılığın değişmesine yol açarak kontrol faaliyetlerini etkileyebilir ve sonuçta kurumun bilgi ve iletişim ihtiyaçlarının gözden geçirilmesine, izleme sisteminin yeniden ele alınmasına neden olabilir. 5. Su ve Atıksu Yönetiminde Risk Odaklı Olmak Su, canlı yaşamının vazgeçilmez ihti- yacıdır. Dünyadaki içilebilir su kaynakları düzensiz kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış ve aşırı sanayi- leşme gibi nedenlerle giderek azalmak- tadır. Dünyanın büyük bir bölümü su kay- naklarıyla çevrili olsa bile bu kaynakların ancak yüzde 3’ü içilebilir özelliktedir. İçi- lebilir su kaynaklarının kullanılabilirliği ise yüzde 0,007 dolayındadır. Kullanılabilir su kaynaklarının bu kadar az olmasına karşın su tüketim oranları hızla artmak- tadır. Dünyada her on kişiden ikisinin güvenli içme suyuna erişimi bulunma- maktadır. Üstelik kuraklık nedeniyle pek çok ülkede su kısıtları yaşanmaktadır. Bu nedenle, su tasarrufu için azami gayret gösterilmesinin yanı sıra herhangi bir amaç için kullanılmış olan suların aynı sisteme geri döndürülmek ya da başka bir amaç için kullanılmak üzere başka bir sisteme aktarılmak yoluyla yeni- den kullanımı giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Özellikle arıtılmış evsel atıksuların sulamada, peyzajda, sanayide ve tuvaletlerde yeniden kullanımına dün- yada yaygın olarak başvurulmaktadır. Atıksular ileri arıtma teknolojileri ile yeniden içilmeye müsait hale getirilebil- mektedir. İhtiyacın niteliğine ve atıksu- yun miktar ve kalitesine göre, atıksuların içme suyu olarak yeniden kullanımı gerek temiz su kullanımını, gerekse maliyeti azaltma bakımından ciddi bir potansiyel oluşturabilmektedir. Örneğin ABD’nin sularının yüzde 85’ini diğer eyaletlerden satın almak zorunda kalan San Diego eyaleti için geri kazanım sularının sula- mada kullanılması, tuzlu suların desalini- zasyon ile arıtılarak yeniden kullanılma- sına kıyasla çok daha ekonomiktir. Sürdürülebilir su ve atıksu faaliyetleri için bu alanlardaki risklerin tespit edil- mesi ve hayata geçmeden önlenmesine yönelik aksiyon alınması gerekmektedir. Kamusal faaliyetlerin yürütülmesi esna- sında karşılaşılabilecek olumsuz durum- ların etkisi diğer sektörlerde yaşanabile- cek olumsuzluklara nazaran daha hisse- dilir ve kitleleri etkilemesi nedeniyle daha geniş çaplı olabilir. Bu nedenle kamuda risk odaklı yaklaşım içerisinde yürütülen faaliyetlerin başarıya ulaşma şansı daha yüksektir. 6. Risk Odaklı Su ve Atıksu Yönetimi: İSKİ Uygulaması 6.1. İSKİ Hakkında Genel Bilgiler 2560 sayılı İSKİ Kanunu ile 1981 yılında kurulan İSKİ, İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi’ne bağlı, bağımsız bütçeli bir kuruluştur. İstanbul Büyükşehir Bele- diye Başkanı’nın aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İSKİ’de Büyük- şehir Belediye Meclisi, İdare’nin Genel Kurulu’nu oluşturur. İSKİ idari yapılanma olarak 5 Genel Müdür Yardımcılığı, Teftiş Kurulu Baş- kanlığı, Hukuk Müşavirliği, İç Denetim Birim Başkanlığı, 19 Daire Başkanlığı ve 96 Müdürlükten oluşmaktadır. Özellikle teknik kadrodaki personelin ağırlıklı olduğu Kurum’da 4 bin 109 işçi, 2 bin 744 memur olmak üzere toplam 6 bin 853 personel görev yapmaktadır. İdare’nin gelirinin tamamına yakını su satışından elde edilmektedir. Yatırımların tamamına yakını da su satışından elde edilen gelirle yapılmaktadır. İSKİ’nin hiz- metlerinden faydalanmak isteyenler, İSKİ ile sözleşme yaparak su veya atıksu abo- nesi olurlar. Sözleşmeler tüketici grubuna göre ev, işyeri, genel ve katma bütçeli kurumlar, sanayi ve şantiye, belediye- lere toplu su, köy ev ve köy işyeri olarak ayrılır. İstanbul’da içme suyunun temin edil- diği su kaynaklarının yüzde 98’i yüzey- sel su kaynağı niteliğindedir. Yağışlarla gelen sular, baraj ve doğal göl dediğimiz alanlarda biriktirilmekte, regülatörlerle toplanarak içme suyu arıtma tesislerine ulaştırılmaktadır. İstanbul’a su sağlayan 1 doğal göl, 8 baraj, 8 regülatör ve bentler olmak üzere muhtelif kapasitede toplam 18 adet yüzeysel su kaynağı bulunmakta- dır. İçme suyu kaynaklarının yıllık toplam verimi 1 milyar 660 milyon metreküptür. İçme suyu kaynaklarının su toplama hav- zaları; Melen ile birlikte 6.157 kilometre- kareye ulaşmaktadır. Su kaynaklarının yüzde 60’ı Anadolu Yakası’nda, yüzde 40’ı Avrupa Yakası’ndadır. Buna karşılık nüfusun yüzde 60’ı Avrupa Yakası’nda, yüzde 40’ı Anadolu Yakası’nda ikamet etmektedir. Ham sular, gerekli arıtma işlemleri için isale hatları vasıtasıyla içme suyu arıtma tesislerine ulaşmaktadır. Bu tesislerde içilebilir standartlara getirilen içme suyu arıtımında ozon sistemi kullanılmaktadır. İçme suyu arıtma tesislerinde, arıtılan suların kalitesi arıtma tesislerinde bulu- nan laboratuvarlarda analiz edilmektedir. Kimyasal, bakteriyolojik, estetik değerler olmak üzere toplam 100 parametrede inceleme yapılmaktadır. Kullanılarak atıksuya dönüşen sular atıksu şebekesiyle toplanır. Atıksu şebe- kesinde beton borular tercih edilmiştir. Atıksu şebekesiyle atıksular ana top- layıcı dediğimiz kolektör ve tünellere iletilir. Kolektör ve tünellerle toplanan atıksular, atıksu arıtma tesislerine ulaşır. İstanbul’da hizmet ettiği havzanın ihtiya- cına göre planlanan farklı kapasitelerde atıksu arıtma tesisleri bulunmaktadır. Atıksu arıtma tesislerinin prosesi tercih edilirken İstanbul Boğazı’nın dinamik yapısı gözönünde bulundurularak Boğaz Hattı’na ilk etapta ön arıtma tesisleri pro- jelendirilmiş, Marmara Denizi sahilleri içinse biyolojik ve ileri biyolojik arıtma özelliği tercih edilmiştir. İleri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin çıkış sularının MAKALE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=