Su ve Çevre Dergisi 113.Sayı (Aralık 2017)
28 Su ve Çevre Teknolojileri / Aralık 2017 suvecevre.com BONN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TOPLANTISI İklim değişikliği üzerinde Birleşmiş Milletler çevresel sözleşmesi kapsa- mında 1995’ten beri her yıl düzenlenen Taraflar Konferansı’nın 23.’sü (COP23), 6-17 Kasım 2017 tarihlerinde 195 ülkenin katılımıyla Almanya’nın Bonn şehrinde yapıldı. Bu yıl düzenlenen İklim Değişik- liği Konferansı’nın ana maddesi, Paris İklim Anlaşması kurallarının tartışılması ve küresel ısınma değerleri oldu. Bilindiği gibi fosil yakıtların terk edilerek rüzgar, güneş ve diğer temiz enerjilere geçilmesini amaçlayan Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışının sanayi devri öncesine kıyasla 2 °C’nin altında tutulmasını öngörmektedir. 19. yüzyılın sonlarında sanayi dev- rimi ile birlikte enerji üretimi için kömür gibi fosil yakıtların kullanımı önemli ölçüde arttı. Bunun neticesinde yanma ürünü olarak çıkan CO 2 , SO 2 ve partikül gibi kirleticilerin atmosferdeki konsant- rasyonları da ormanların yok edilmesi nedeniyle giderek artış gösterdi. 1950- 2010 yılları arasındaki küresel CO 2 deği- şimi Şekil 6’da görülmektedir. Bu süre içinde CO 2 miktarı 320 ppm’den 400 ppm’e yükselmiştir (ppm, parts per million/milyonda bir birimine verilen isimdir). Bu durum dünyanın ısınmasına neden olmuştur. Sera gazları atmos- ferde doğal olarak bulunuyorsa da, bu gazların oranının artması sera etkisine yol açmakta ve küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Sera gazları olarak tanımla- nan ve en önemlisi olan karbondioksit (CO 2 ), metan (CH 4 ), kloroflorokarbonlar (CFC) ve azotoksit (N 2 O)’teki bu artışa paralel olarak dünyanın ortalama sıcak- lığı Şekil 7’de görüldüğü gibi 1950 yılın- dan günümüze kadar 0.9˚C artmıştır. Dünya Meteoroloji Örgütü son 70 yılda atmosferde görülen karbondioksit artışının Buzul Çağı’nın bitimindeki oran- dan 100 kat fazla olduğunu belirtiyor ve insanlığı acilen fosil yakıt kullanımını bırakmaya ve Paris Anlaşması’nda yer alan hükümleri uygulamaya çağırıyor. Bonn’daki toplantıda Paris Anlaşması’nın uygulanabilmesine ola- nak sağlayacak bir yol haritası oluş- turmak için gerçekten büyük bir çaba harcandı. İngiltere ve Kanada’nın başını çektiği 25 ülke, eyalet ve şehir, iklim değişikliğiyle mücadele için kömür tüketimine karşı bir ittifak oluşturduk- larını duyurdu. Bu ittifakın yayımladığı bildiride, dünya genelinde elektrik üre- timinin yüzde 40’ının çalışan santraller- den elde edildiği ve küresel ısınmanın baş sorunlarından birinin kömür olduğu belirtildi. Kömürün yanmasıyla oluşan hava kirliliğinin solunum yolu hastalık- larına ve ölümlere sebep olduğu vurgu- lanan bildiride, kömür kullanımının hem sağlık hem de ekonomik açıdan yüksek bir faturaya yol açtığı ifade edildi. Bu noktada İngiltere’nin aşağıda, Şekil 8’de görüldüğü gibi kömür kulla- nımının azalması, ülkede 2015 yılı sera gazı üretimindeki yüzde 4’lük azalma- nın esas nedenidir. Ayrıca İngiltere’nin, enerji sektörü için oluşturduğu yeni politika planları kapsamında kömür ve fosil yakıtların kullanımını azaltmayı ve 2025 yılına kadar kömür üretimini tamamen sıfıra indirmeyi hedeflediğini belirtmeyi faydalı görüyorum. Bu ittifakta yer almayan Almanya Çevre Bakanı Hendricks, kömürle ilgili YORUM Şekil 6. Küresel CO 2 Değişimi, (1950-2010), (IPCC, 2013) (1) Şekil 7. Dünyadaki yüzey sıcaklığı değişimi (2)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=