nan numunelerde yapılan analizlerde kanserojenik poliaromatikler Prof. Dr. Milton Lee tarafından tespit edilmiştir. Bu toksik maddelerin özellikle yayın türü (brown bullhead cat fish-Ictalurus nebulosus) dip balıklarında kanserojenik ve mutajenik değişimler yaptığı biyotestlerle tespit edilmiştir. Denizlerimizde, deniz araçlarından salınan yağ ve yakıtların yanı sıra yıkama suları, petrol ve kimya tesislerinden deşarj edilen petrol türevi kimyasal maddeler petrol kirliliğine neden olmaktadır. Petrol türevi kirleticilerin özellikle deniz suyunu süzerek beslenen organizmalarda biriktiği ve bu organizmalarla beslenen balıklara geçtiği bilinmektedir. Kanserojenik özelliklere sahip petrol atıkları ile kirlenmiş olan deniz canlılarını tüketen insanlarda da kansere yol açan benzo[a]piren gibi kanserojenik maddelerin bulaşması söz konusudur. Bu nedenle deniz kirliliğinin gün geçtikçe artmaya devam ettiği Marmara Denizi'ncle, deniz canlılarının sağlığını ve yaşamını tehdit eden petrol türevi kirliliklerinin boyut ve niteliği konusunda detaylı araştırmalara devam etmekte yarar görülmektedir. Marmara Bölgesi'ncle görülen deniz kirliliğinin bir parçası olan petrol atıklarını araştırmak üzere İstanbul ve çevresindeki denizlerde sualtı kirlilik dalışları yapılmaktadır. Özellikle Kocaeli Körfez Bölgesi'nde dip çamurlarından numune almak üzere yapılan dalışlarda zorluklar yaşanmıştır. İzmit Körfezi'nin bu bölgesinde kıyıdan 250 metre açıkta, 23 metre derinlikteki dip çamurundan mımune almak üzere yapılan dalışlarda ilk 18 metrede görüş 20 cm civarına kadar inmiştir. Bu nedenle inişte kılavuz halat kullanılmış ve gece dalış kuralları uygulanmıştır. Bu bölgede 18 metre ile 23 metre derinlik arası temiz dip suyu ile karşılaşılmıştır. Dipten gelen bu temiz görüntüye sahip akıntı, Marmara Denizi'nin dip akıntı özelliklerini göstermektedir. Dibe varıldığında derinliği birkaç metreden fazla olan siyah renkli bir balçık-çamur tabakasına rastlanılmıştır. Bu balçık-çamur tabakasının anoksik özellikleri yanı sıra petrol atıkları ile kirlendiği yapılan analizlerle tespit edilmiştir. İstanbul ve çevresinde Prens Adala- ~ SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERi • SAYI 10 rı'nclan; Büyük Ada'nın, Yassı Acla'nın, Sivri Acla'nın, Heybeli Ada'nın etraflarında dalışlar gerçekleştirilmiştir. Boğaz Girişinde, Karadeniz Kıyılarının çeşitli derinliklerinde ele bu amaçla benzer dalışlar yapılmakta ve kirlilik numuneleri alınmaktadır. Böylece İstanbul ve çevresi için petrol artıkları ile oluşan kirlilik haritası oluşturulmaya çalışılmaktadır. Karadeniz ve Marmara Denizi canlılarında oluşan kanserojenik hastalıklar ve mutajenik değişimlerin nedenleri ve sonuçta deniz canlılarının uğradığı zararlar tespit edilmiş olacaktır. Bu amaçla ülkemizin Akdeniz Bölgesi'ncle Antalya-Kemer, Kalkan, Kaş, Bodrum, Ege Bölgesi'nde Saros Körfezi ve Mısır'ın Kızılcleniz-Hurghada Bölgesi'ncle ve İtalya Elba Adası kıyılarında dalışlar yapılmış ve deniz dibindeki petrol artıkları içerisinde, canlılarda kanser yapan ve mutajenik değişikliklere sebep olan kanserojenik poliaromatiklerin saptanması için kimyasal analizler yapılmıştır. Sucul ortamlar, artan nüfus ve endüstrileşme ile hızla kirlenmektedir. Çevresel ortamları olumsuz yönele etkileyen birçok kimyasal madde ve bileşikleri tanımlanmış olmakla birlikte, canlı organizmalarda endokrin ve hormonel sistemi etkilediği düşünülen kimyasallar hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu kimyasallar, tıbbi ilaçlar ve kozmetik/bakım ürünleri (PPCP'ler), hormonel olarak aktif maddeler (HAA'lar) ve antibiyotikler olarak tanımlanmakta ve genel olarak endokrin/üreme sistemini bozan kimyasallar (EDC'ler) olarak adlandırılmaktadır. Gökhan CİVELEKOĞLU, Nevzat Ö. YİĞİT, Şehnaz Ş. KAPLAN ve Mehmet KİTİŞ isimli araştırıcılar tarafından Çevre Bilim ve Teknoloji Dergisi'ncle yayınlanan çalışma sonuçlarına göre uluslararası birçok araştırma, EDC'lerin organizmalar üzerinde yapabileceği bazı potansiyel etkilerin cinsiyet oranlarının değişmesi, cinsiyet tersinimleri, popülasyonların azalması, yumurtlama ve canlı kalma oranlarının azalması olabileceğini göstermektedir. Vücuda alındığında doğal hormonları taklit edip üreme sistemini bozan EDC'lerin doğadaki birçok bayvan türlerinde (bazı balıklarda, kuşlarda, memelilerde, ve timsahlarda) cinsiyet bozuklukları, cinsiyetsiz doğumlar, sperm sayılarında azalmalar, erkek organizmalarda dişilik, dişi organizmalarda da erkeklik özelliklerini artırdığı tespit edilmiştir. Bu ürkütücü bilimsel tespitler, özellikle gelişmiş ülkelerde, toplLımları ve medyayı harekete geçirmiş ve EDC, PPCP, HAA, ve antibiyotiklerin hangi doğal sularda ve içme suyu kaynaklarında ne miktarlarda bulunduğunun tespiti için detaylı çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca, bu kimyasalların organizmaya alındıktan sonra endokrin sistemine kronik veya akut etkilerinin tayini gibi birçok araştırmalar ela toksikologlar, ekologlar, biyokimyacılar ve tıp uzmanları tarafından yapılmaktadır. Gerek analitik ölçümdeki zorluklar ve gerekse etki belirlemede karşılaşılan problemler, mevzuat ve standartların oluşturulmasını geciktirmektecl ir. EDC'ler yüzeysel su ve yeraltı suyu kaynaklarında nanogram veya mikrogram mertebesinde bulunmaktadır. Noktasal kirletici unsurlara ilaveten, hidrolojik çevrimle ele farklı yerlere bozulmadan taşınabilen EDC'lerin bertaraf yöntemleri genel olarak ileri arıtma teknikleri ile mümkündür. Gökhan CİVELEKOĞLU, Nevzat Ö. YİĞİT, Şehnaz Ş. KAPLANve Mehmet KİTİŞ isimli araştırıcıların bu makalesinde, çevresel ortamlardaki EDC'lerin ilk incelenmeye başlanmasından itibaren geçen 10-15 yıllık süre içerisinde yapılan uluslararası çalışmalar derlenerek, konu hakkındaki yeni gelişmeler literatür ışığında detaylı olarak irdelenmiştir. Türkiye'cle çevresel ortamlardaki EDC'ler ve organizmalara etkileri konularında herhangi bir araştırma bulunmamaktadır. Ülkemizde EDC'ler için su kalitesi standartları ela henüz mevcut değildir. Kaynaklar - Feıyal AKBAL.,Polisiklik Aromatik Hidrokarbonların Çevresel Kanserojenler Olarak Önemi, Çevre Bilim ve Teknoloji, Cilt 2 Sayı 2, Temmuz 2004. - Göklıan CİVELEKOĞLU, Nevzat Ö. YİĞİT, Şehnaz Ş. KAPLAN ve Mehmet KİTİŞ, 'Çevresel Ortamlarda Bulunan ve Organizmalarda Endokrin Sistemini Bozabilecek Kimyasallar', Çevre Bilim ve Teknoloji, Cilt 2 Sayı 3, Ocak 2005. - Shimkus,K., Öztürk,B., Yesin,N.V., "Oil Products,
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=