Kanser Yapan Çevre Kirliliğinin Deniz ve Tatlısu Canlıları Üzerindeki Etkisi ■ Dr. Mustafa Tolay Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı D iğer ülkelerin sucul ortamlarında olduğu gibi ülkemizde ele deniz ve tatlı su kaynaklarında görülen çevre kirliliği önemli boyutlara ulaşmıştır ve balıklarla beraber diğer canlılar için büyük tehlike oluşturmaktadır. Ülkemizi çevreleyen clenizlercle ele balık yaşamının gittikçe azalması başta balıkçılıkla geçinen halkımızı etkilerken bu temiz sulardan spor amacı ile faydalanan balıkaclamlarını, diğer sporcuları ve turizm sektörünü ele etkilemektedir. Evsel ve endüstriyel kirlilik öncelikle Marmara Denizi olmak üzere tüm denizlerimizi ve iç sularımızı etkilemektedir. Otuz, kırk yıl öncesine kadar Karacleniz'de ve Marmara Denizi'ncle bol miktarda değişik cinste balık mevcut iken, geçen kırk yıllık süre içerisinde ekolojik denge bozulmuş ve bu denizlerin zenginliği hızla yok olmaya başlamıştır. Karacleniz'cle 1965 yılında 23 cins balık avlanırken, şu anda bu sayı oldukça azalmıştır. Denizlerimizdeki kirlilik Karacleniz'in kuzeyindeki ülkelerden gelen atıklarla beraber artmaktadır. Karacleniz'cle oluşan kirliliğin tehlikeli boyutlara ulaşmasının önemli bir nedeni ele Tuna nehrinden taşman büyük miktardaki kirliliktir. Fosfor, azot, civa, kadmiyum ve diğer inorganik kimyasal kirliliklerin yanı sıra petrol ve türevlerinin oluşturduğu kirli- @fil SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 10 lik ayn bir önem taşımaktadır. Ağır metal kirliliği canlılarda önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu metallerin ve benzeri kimyasal maddelerin canlılarda yarattığı sağlık sorunları şöyle sıralanabilir: • Krom: Ciltte ülserasyon, alerjik reaksiyon, solunum sisteminde, böbrek, karaciğer, mide, bağırsak sisteminde tahribat, akciğer kanseri. • Kobalt: Akciğer ve kalpte tahribat ve işlev bozuklukları, kan şekeri, kolesterol ve yağ düzeylerinde artış, kanser. • Kurşun: Beyin tahribi ve ölüm, körlük, böbrek tahribi ve kanseri, bellek bozukluğu, akciğer, mide, bağırsak kanserleri, düşük, kısırlık. • Civa: Hayal görme, hafıza kaybı, kişilik bozukluğu, nefes almada güçlük, akciğerde sıvı toplanması, böbrek yetmezliği ve üremi, vücudun çeşitli yerlerinde nedensiz kanamalar. • Nikel: Ciltte alerji, astım. • Manganez: Baş ağrısı, bulantı, denge bozukluğu, duygusal ve davranışsa] bozukluklar. • Çinko: Çeşitli deri hastalıkları, solunum yollarında tahriş ve zatürree, nefes almada zorluk, kanlı balgam, tüm organlarda kanser. • Bakır: Görme bozukluğu ve kaybı, karaciğer tahribatı. • Arsenik: Cilt kanseri, duyu bozukluğu, reflekslerde kayıp, anemi, kalp yetmezliği, lösemi, lenf sistemi kanserleri, siroz, karaciğer tümörü, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği, bebekte gelişim geriliği. Marmara Denizi'ncleki balıklar sanayi atıklarıyla beslendikleri için karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kaldıkları çeşitli araştırıcılar tarafmclan öne sürülmektedir. Midyelerdeki metal kirlenmesi ise daha vahim boyutlardadır. Marmara Denizi'ncle yaşayan üç canlı türünün, karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliği yapabilecek kadar tehlike saçtığı anlaşılmıştır. Yaşar Keskin, Ruhtan Baştakaya, Oğuz Özyaral, Nimet Emel Lüleci ve Osman Hayran'clan oluşan araştırma ekibi, 20 tür balık üzerinde, sanayi atıklarında bulunan civa, kurşun, bakır ve kadmiyum gibi dört ağır metalin değerlerini araştırmıştır. Bu ekibe göre araştırmanın en çarpıcı sonucu, Marmara Denizi'ncleki midye, hamsi ve bakalyoz oldukça kontamine haldedir. Miclyelercle 0,5 mg/kg olması gereken civa oranının, 1,75 ile sınırın 3,5 katı üzerinde bulunduğu görülmüş, ayrıca kadmiyum elementinin ele 1 olması gerekirken 1.122 olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırıcılar tarafından incelemeye alınan 20 balık
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=